Altın sevindirdi mevduat üzdü

Mart ayı itibariyle son bir yılda Finansal yatırım araçları içinde, enflasyonun etkisi giderildikten sonra , yani reel olarak en yüksek getiriyi yüzde 33,98 reel getiri oranı ile altın, en büyük kaybı ise yüzde eksi 35,98 oranında reel kayıp ile devlet iç borçlanma senetleri ve yüzde eksi 27,73 oranında reel kayıp oranı ile de mevduat faizi getirdi. Altının reel getirisi ile mevduat faizinin reel getirisi arasında 61,71 puan fark var. Dünyada finansal yatırım araçları arasında bu kadar yüksek fark olan bir başka ekonomi yoktur. Bunun içindir ki, uluslar arası kuruluşlar, bizim ekonomiyi Dünyanın en kırılgan ekonomisi olarak tarif ediyor. Ekonomik istikrar sorununun temelinde de bu kırılganlık yatıyor. Mevduat faizi geçen sene Mart ayında da eksi yüzde 5,09 oranında reel kayıp getirmişti. Ama bu sene enflasyon yüzde 61,1 olunca ve Merkez bankası da gösterge faizini yüzde 14 düzeyinde tutunca mevduatta bu kadar yüksek reel kayıplar ortaya çıktı. ABD'de TÜFE oranı yüzde 7,9 a çıkınca, FED heyecanlandı. Faizi yüzde 2,4' e çıkarmayı ve bir trilyon dolar çekmeyi hedef alıyor. Bizde reel faiz eksi yüzde 29 ama MB hala faizi daha nasıl düşürürüm peşindedir. Artık TL fazla cep yakıyor. Bunun içindir, birçok sektörde siparişler artık tamamıyla dolar veya Euro olarak veriliyor. Pazarlıklar da aynı şekilde döviz üstünden yapılıyor. Zaten Hükümetin kur korumalı mevduat uygulaması da TL'yi doların himayesine sokmak demektir. Bu tablo sürdürülemez... Her gün geçtikçe toplum olarak kan kaybediyoruz. Ne yazık ki hükümet içinde ve ekonomi yönetimi içinde bu tabloyu okuyacak kimse yoktur. Cumhurbaşkanlığı kurullarında ve ekonomi yönetiminde yer alan akademisyenler varsa istifa etmeleri gerekir. Aksi halde tarih ekonomiyi çıkmaza sokan bu tablodan en fazla onları