Sıfır karbon mu ekonomik büyüme mi

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile enerji arz güvenliği, dünyanın gündemine giren en önemli konuların başında gelmektedir. Rusya'nın petrol ve doğalgazda ihracatçı konumda olması, başta da Avrupa ülkelerinin tedarikçisi olması ve Rusya'nın doğalgazı tehdit aracı olarak kullanması nedeniyle enerji arz güvenliğinin nasıl sağlanacağı bir çok ülkenin en stratejik konuların başında gelmektedir.Bir yandan, Rusya'ya Ruble ile ödeme yapmayan Polonya, Finlandiya, Bulgaristan ve Hollanda gibi ülkelere doğalgaz akışının kesilmesi diğer yandan diğer Avrupa ülkelerin de doğalgaz akışının kesilmesi ihtimali doğalgaz arz güvenliğinde tedirginliğin derecesini artırıyor. En son Kuzey Akım 1 projesinin bakımı nedeniyle Rusya tarafından Almanya'ya sağlanan doğalgaz akışında kesinti olması ve bu kesintinin devamı hâlinde önümüzdeki kış dönemi için doğalgazda arz güvenliği başta Almanya olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinin en önemli gündem maddesi haline geldi.Bu nedenle, önümüzdeki kış ayları için doğalgaz depolama kapasitelerinin tam kullanılması, sınırlı sayıda LNG kapasitelerinin arttırılması, doğalgaz kullanımında tasarrufa gidilmesi ve kullanımı terkedilen fosil yakıtlara tekrar dönülmesi öne çıkan öncellikli tedbirler olmaktadır.YENİ ARAYIŞLAR ESKİ KAYNAKLAR MIAvrupa ülkelerinde enerji arz güvenliği için son dönemde yeni arayışlar gündemde. Bu arayışlar mevcut kaynaklar, yeni ülke kaynakları ve yenilenebilir enerji kaynakları olurken diğer yandan iklim değişikliği ile mücadele için terk edilme noktasına gelen başta kömür olmak üzere fosil yakıtlara tekrar dönüşün seslendirdiği bir dönemdeyiz.Fosil yakıtların yeniden kullanımının gündeme gelmesi, Avrupa ülkelerinin iklim değişikliği ile mücadelede belirlediği hedeflere ulaşmak ve açıkladıkları strateji belgeleri açısından çelişkili bir durum olduğu da ortada. Bununla beraber, kısa ve orta vadede enerji arz güvenliği için mevcut kömür kaynaklarının kullanımının yanında mesela Fransa'da halen tüketilen elektriğin yüzde 70'inin nükleerden sağlanması hem fosil yakıtların hem de nükleer enerji kaynaklarının bu konjonktürde kullanılacağını göstermektedir.Hatta,