Sezonu bitiremez bu Fenerbahçe!

Hedefsiz, hocasız, ümitsiz, kişisel hedefleri bile kalmamış futbolcular topluluğu haline gelmiş ve sonuç olarak "fiilen yönetimsiz" sayılabilecek Fenerbahçe'den sadece ligin ikinci yarısı başlıyor diye mucizeler bekleyemezdi kimse. Malzeme ve koşullar böyle Ama bu ne böyle "Zaten Kadıköy de artık yabancı değil mağlubiyetlere. Varsın bir de Adana Demirspor kazansın" diyen varsa ortaya çıksın! Ama bilinsin; zor biter Süper Lig'in ikinci yarısı. Bitse de Fenerbahçe'yi bu hale getirenler göremez bittiğini. Evden izlerler. Bu başarısız bir sezon değil sadece Yıkım var sanki Kadıköy'de. Etkileri gelecek sezonlara da taşacak bir yıkım. Nereye kadar sürecek bakalım. Maça gelelim "İlk devresini özetle" deseler iki kelime yeterdi: "Eh işte"! İkinci yarı; ne siz sorun ne biz söyleyelim "Vah vah Fenerbahçe"! Tribünler de ayağını sahaya göre uzattı Bir devre izledi. Elindekiyle yetinip ödediği biletin tadını çıkarmaya çalıştı Sonra takıma değil, yönetime ve talihine kızıp protestoya başladı. Protesto olağandır. Önemli olan "duyan var mı" Kırk beş dakika boyunca Fenerbahçe adına, enerji, tempo, pas, şut hepsi yarımdı sahada. Dönüşüm, topa sahip olma idare ederdi. Ama hepsi "eh işte" kıvamındaydı ve bir türlü sete oturmayıp gitgelli süren maçı kazanmak için yetersizdi. Süper Lig'in ikinci yarı ilk maçında Fenerbahçe'nin sahaya koyduğu tek fark, Mert Hakan'ın İrfan Can ile birlikte sağ kanadı kullanması, İrfan Can'ın içe kat edip şutunu çeken sağ kanat kimliğini benimsemesi ve uygulamasıydı. Tabi çıkarılana kadar. Lakin kötü günündeki Sosa ve döndüğünden beri etkisiz oynayan Pelkas, ışık vermeyen Zajc Fenerbahçe'nin hızını kesenlerdi Tabi bir de rakip Adana Demirspor. Fenerbahçe kanat beklerinin oyuna girmesini engelleyen Adana Demirspor cepheyi de kapatmış, Fenerbahçe'ye uzaktan şutlar kalmıştı. Balotelli'siz Adana Demirspor ise eline baktığı Belhanda'nın kopuk kopuk oyununun zirve yapacak dakikalarını beklemek zorunda kaldı ve rakibiyle aynı çizgiyi aşamadı. Muhtemelen ilk devredeki sıra dışı tek şey Gökhan İnler'in otuz metreye yakın mesafeden attığı şık beraberlik golüydü. Tartışması ise biri verilmeyen diğeri verilip Valencia tarafından gole çevrilen iki penaltı olabilirdi. Ancak Fenerbahçe