Çığlık gibi galibiyet!

Suskun, pısırık sezonlar, devreler, haftalardan sonra biraz volüm yükselten Fenerbahçe'nin belki de en zorlu maçıydı Alanya'daki Ya sesini duyuracak ya da artık tamamen susacaktı. Büyük takımlar, büyük sporcular gibidir. Emekli değilse tehlikelidir! Gücünün sınırlarını zorlayarak hedefine ulaşan bir sporcu gibi adeta "çığlık" attı kadim kulüp. Kazandı. Hem öz saygısını hem de ona gönül verenlerin saygısını kazandı en azından. Az mı Fenerbahçe'nin Alanyaspor karşısında yaptığı en kritik iş rakibinin her konuk takıma uygulayıp çoğunda başardığı birkaç basit hamle ile sonuca giden "Çoban matına" düşmemesiydi. Neydi o tuzak.. Alanyaspor arkadan oyun kurmaz adeta arkada oynar ve rakibi üzerine çekip hızlı geçişle gole giderdi. Özellikle de sağ kanattan Alanya'nın arkadaki davetini kırmayan Fenerbahçe, olası tehlikeleri üç şekilde savuşturdu; birincisi topu kaybettiğinde baskı yaparak, ikincisi top rakipteyken 4-1-4-1 dizilerek ve uzun toplarla oynayıp öndekilerin dönen topları almasını sağlayarak. Elbette Alanyaspor Süper Lig'in en zorlu takımlarındandı ve zaman zaman kendi planını uygulayıp Efecan'ı, Emre'yi, Efkan'ı Fenerbahçe ceza sahasında topla buluşturdu ama bu kez de karşılarında kaleci Altay vardı. Altay'ın sakatlıktan dönüşü gerçekten "muhteşem" oldu Takım son dört hafta volümü yükselttikçe Altay'ın formu da tırmandı; Alanya'da fantastik bir hal aldı Sadece rakibin gollerini kurtarmadı, Kim'in kendi kalesine atacağı gole de engel oldu, yetmedi bir de asist yaptı! Evet Fenerbahçe'nin ilk yarıyı önde tamamlamasını sağlayan Rossi golünün asisti Altay'ın degajıydı. Fenerbahçe her ne kadar 10 kişi kaldığı Trabzonspor maçındaki takım olarak uyumlu, bireysel bağlamda özverili futbolunu Alanya'ya aynen taşısa da durduk yerde vites yükseltebilen Alanyaspor'u geçmek için ilk yarıdaki golün yetmeyeceği ortadaydı. İkinci yarı başladığında Fenerbahçe yine gol arayışındaydı ve Alanyaspor'un kontrataklarına karşın rakip ceza alanında