Üç yüz altmış yedi eşittir sıfır

Öldü. Elbette kazık kakacak değildi. Yaşı seksen dört olmuştu. Aslında, Abdullah Gül cumhurbaşkanı olduğunda onun da işi bitmişti. Çünkü bütün varlığını, bütün çabasını Gül'ün seçilememesi üzerine yatırmıştı. Tanıdığım çok kişi böyle "işi bittikten" sonra da bir süre yaşamayı sürdürüyor... Aslında şu ünlü "367 safsatasından" birkaç yıl önce emekli de olmuştu... Ama susamadı. Kendini alamadı. Abdullah Gül'ün aday olmaması ve seçilmemesi için tuttu bir safsata uydurdu: Meclis'te 367 katılım. 367 oy değil de, 367 katılım... Muhalefet bunun üzerine balıklama atladı. Dönemin Genelkurmay'ı da destek verdi. Anayasa Mahkemesi de. Bürokrasinin son çırpınışlarıydı. Bürokrasi, iktidara şiddetle karşıydı. Seçim kazanamıyordu... Ancak böyle numaralar çevirerek engellemeye çalışıyor ama hiçbirini de tutturamıyordu. 1950'den beri bu böyleydi. İki defa (1971 ve 1980) sopayla kazanmış ama bir daha da tutturamamıştı. Çünkü karşısında artık "şapkasını alıp kaçan" bir halk lideri yoktu. Sonunda, Abdullah Gül cumhurbaşkanı oldu. Sonra da Tayyip Erdoğan. Bundan sonra nasıl engelleyecekler