Şaka derken kaka oluverir

Biden bir "dünya savaşından" söz edince işin rengi değişti. ABD ve Rusya şimdilik karşılıklı cilveleşiyor ama işin nereye varacağı belli olmaz... NATO'nun, yeni üyeleri Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya'da hepi topu beş bin asker bulundurmasının "sembolik" olmaktan öte bir anlamı yok. Şimdi Polonya'ya üç bin kişi daha gönderiyor. Rus ordusu onları sinek gibi ezer. Ama füze saldırıları ve bombardımanlar, savaşı bambaşka bir boyuta taşıyıverirler. Bizim günlük derdimiz "elektrik faturaları" ve Kılıçdaroğlu'nun bilmemnesi olduğu için "vaziyetin vahametinin" farkında değiliz. Ken Follett, son romanının önsözünde, "Birinci Dünya Savaşı'nın başlangıcını araştırırken, aslında hiç kimsenin savaş istemediğini hayretle gördüm" diyor... "Spor olsun" gibilerden takışmışlardı. Avusturya Sırbistan'a bir ders vermek istiyordu, Rusya elbette Sırp kardeşlerinin arkasında duracaktı, Almanya da Avusturya'nın... Böyle olunca İngiltere ve Fransa da maydanoz oldular, her ülke birbirini itekleye itekleye dört yıl sürecek korkunç bir boğuşmaya kapı açtılar. Hepsi de savaşın çok kısa süreceğini sanıyordu. Peki Enver'in gözüne ne görünmüştü, hem de savaşın üçüncü ayında ve Almanya'nın kazanamayacağı belli olduktan sonra Hitler de benzer bir yanılgıya kapıldı. Çekoslovakya'ya el koymasına ses çıkarmamışlardı ya, Polonya'ya