Karanlık yetmemiş

1973 müydü neydi... Rallide etap hakemiydim... Para yoktu ama Abant'ta lüks bir otel ve her şeyden önemlisi tereyağlı alabalık vardı... İşin keyfi de cabası... Gece dağ başında konakladık. Sabahın köründe yarışmacılar geçecekler de bayrak indirip kaldıracağız... Mudurnu tarafları... Karanlığın ne olduğunu o gece orada gördüm. Bir de 1999 depremi gecesi İstanbul'da. Hiç o kadar yıldızı bir arada görmemiştim. Uzaktan da bir ses yaklaşıyor... Yanımızda koruyucu bir jandarma eri vardı. Ona sorduk. "Canavar" dedi. Kurt demek istermiş. "Gelirse ne yaparız" dedik. "Heeç," dedi, "furruk!" Kılıçdaroğlu da şimdi karanlıktan etkilenmiş. "Nasıl anlatılır orada gece, buz gibi bir soğuk ve gerçek zifiri karanlık" demiş. Vallahi öyledir. Mevsim yazdı ama biz de donmuştuk. Mutlak karanlık... Uzaktan en küçük bir ışık düşmüyor... "Dinlenmek, uyumak mümkün değil" diyor. Değildir. Ama tırsmak mümkündür. Biz tırsmıştık