Distopik Kemal

İçinde yaşadığımız sevimsiz gerçeklik, insanları, özellikle gençleri bunalttıkça "kaçış edebiyatı" da güç kazanıyor. Yalnız edebiyatta değil, sinema ve televizyonda da. En çok izlenen dizilerin başında "1899" geliyor. Bir "distopya"... Şimdi çok moda. Farklı ama tehlikeli, üstelik sürekli değişen bir evren... Kahramanları bekleyen ürkütücü serüvenler... Karışık kafaları büsbütün karışıyor ve bundan mutlu oluyorlar. "Matrix" filmini "belgesel" sanan dıngıllar bile türedi. Sahtekar serserinin biri "Böyle bir film bizde de yapılsın, ben maddi manevi her türlü desteği vermeye hazırım" demişti de, bendeniz de "At iki milyon dolar da çocuklar film yapabilsinler" demiştim. Herif öldü, bir kuruş da vermedi tabii. Ülkemizde canı sıkılan ittifak kuruyor ya, bir yenisi daha çıkıyormuş. Adı belli değil. Daha kurulmamış da, görüşmeler sürüyormuş. Adalet Partisi... Böyle bir parti bugün de varmış... Başkanı Vecdet. Memleket Partisi... Bu, bildiğin Muharrem. Doğru Parti... Bizim Meriç de oranın başkan yardımcısı. Bir de Ümit Özdağ... Zafer Partisi. Bunlar meğerse "Anıtkabir'e gitmekten korkmayan" insanlarmış. Sosyal, laik, hukuk devleti, kuruluş felsefesi, fabrika ayarları falan filan. Kemalist bir atılım. Plan, program, proje Öyle bir şey yok. Öyle bir şeye gerek de yok. İttifak birbirine güç vermek, gerektiğinde yardım etmek için kurulur. Örneğin Millet İttifakı, Gültekin'in