Bunlar Kimin Gerçekleri

Her insan bir başkadır. Sınıfsal, kültürel, çevresel, fıtri ve dini sebepleri olabilir bunun. Zaten böylesi güzeldir, renklidir. Fakat son zamanlarda bu başkalık iki temel grupta iyice ayrılmaya başladı. Şehirli ve eğitimli orta sınıfın başını çektiği kitlelerin gündemi toplumun geri kalanıyla giderek ayrışıyor. Özellikle sosyal medyanın etkisiyle gündemler bölünüyor, toplumun iki farklı kesimi iki farklı gerçeklikte yaşıyor.Birinci kesim ana akım medyaya güvenmiyor, sosyal medya hesaplarında onları tiye alıyor. İkinci kesim ana akım kanalları dikkatle izliyor; partizan haberlere kolayca ikna oluyor. Gerçeklik en çok buradan ayrışıyor.Biri telefon fiyatlarının yüksek olmasını zenginlik, diğeri ise fakirlik göstergesi kabul ediyor. Biri tüm dünyanın bizi kıskandığını, diğeri tüm dünyaya geç kaldığını düşünüyor. Biri yirmi yıl önceyle, diğeri komşu ülkelerle kıyaslıyor. Birinin derdini diğeri anlamıyor. Bu durum Ölümlü Dünya'daki meşhur tiradı hatırlatıyor: "Biz aynı otelde değil miyiz İlhami Abi sen söyle, ben başka bir ilde miyim Başka yerde mi dayak yedim ben, uzaklarda mı yedim de geldim"İki taraf da diğerinin "laftan anlamaz tuhaf azınlık" olduğunu düşünüyor. Hatta bazıları, yaşadığı tüm zorlukların müsebbibinin "karşı taraf" olduğuna gönülden inanıyor.Siyasetin mutfağını ise birinci kesim daha çok etkiliyor. Mesela Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisinin maddeleri üzerine gazetelerde, siyasi bloglarda ve twitter'da uzun tartışmalar yapılıyor. Diğer gerçeklikte ise Türkiye'nin bir varoluş mücadelesi verdiği iddia ediliyor.Birinci kesim, ikinci kesim için yapılan politik hamleleri genellikle kavrayamıyor ve hor görüyor. Siyasetteki belirleyici gücünün kibrine kapılıyor, ikinci kesime ulaşmanın önünü tıkıyor.Siyasetçilerin