Tarihi günler

Yunanistan, görünürde bizim müttefikimiz. NATO ittifakında birlikte yer alıyoruz. Gerçekte ise Türkiye'ye diş bileyen bir ülke. Elinden gelse, gücü yetse bir kaşık suda boğacak. Bize karşı sürekli bir saldırı halinde. Böyle gider, efelenmeye devam eder, tahriklerini sürdürürse bir kapışma kaçınılmaz! Ama biz verdik ona bu imkanı. 1980'de darbe ile işbaşına gelen Kenan Evren, Dışişleri'ne sormadan, perde arkasında yaptığı ikili görüşmelerle bu tablonun önünü açtı. Türkiye eğer Evren'in talimatı ile Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına dönüşüne koyduğu vetoyu kaldırmasaydı, bunları yaşamayacaktık. Kendi elimizle başımıza bela ettik onları! Şimdi de benzer bir durumla karşı karşıyayız. İsveç ve Finlandiya, NATO'ya girmek istiyor, ittifakın ikinci büyük askeri gücü olarak biz "hayır" diyoruz. Çünkü Yunanistan tecrübesi ile sabit. Biliyoruz başımıza gelecekleri. Her ikisi de terör ve terörist destekçisi ülkeler. Yıllardır bize saldıran PKK'nın arkasında durdular. Onlarla beraber ekmeğimize kan doğradılar. Ne yapmamız bekleniyor Bize tokat atanlara öbür yanağımızı da uzatmamız mı Cumhurbaşkanı Erdoğan da buna işaret ediyor zaten. "Evet" demek için "Değişimi ve bu yönde atılan somut adımları görmek istiyoruz" diyor. Aksi takdirde kendileri bilir! Bir de Suriye sınırında sıkıntımız var bizim. Önce gücümüzün gölgesini masaya düşürdük. Sonra oturup konuştuk. Suriye'den gelen saldırılara karşı sınırımızda 30 kilometrelik bir güvenlik şeridi istediğimizi söyledik. "Olur" dediler, ama oyaladılar; oldurmamak için ellerinden geleni yaptılar. Şimdi harekete geçiyoruz, Erdoğan önceki gün işareti verdi. Daha öncekiler gibi kendimiz yapacağız. Tırnağımız varsa başımızı kaşıyacağız. Şartlar da son derece müsait. Irak'taki operasyonlarla alt yapıyı oluşturduk. Rusya zaten bazı bölgelerden askerlerini çekti. ABD ise şu anda Ukrayna ile meşgul. Daha önce çok zor şartlarda gerçekleştirdiğimiz operasyonları, şimdi tereyağından kıl çeker gibi yaparız. "Tarihi" denilebilecek, milli menfaatlerimiz