Açın televizyonları, çevirin gazete sayfalarını... Nelerle karşılaşacağınız belli: Başta İsrail-İran çatışmasıyla ilgili gelişmeler var. Ayrıca her taraf ABD Başkanı Trump merkezli gelişmeler ve NATO Zirvesi'nde gerçekleşenlerle dolu...

Uzun süredir de durum böyle.

Medyamız, içeriden çok dışarıdaki ve çevremizdeki gelişmelerle meşgul. Son dönemde haberler ve tartışmalar bu yönde odaklanıyor. Oysa içeride de çözülmesi gereken pek çok sıkıntı ve problem var. Ama onlar ya gündeme gelmiyor ya da ikinci planda kalıyor.

Yeni anayasa konusu en önemli örnek: 1982 Anayasası, 40 yıldır olduğu gibi yine gündemde. Sıkıntılarını devlet yönetiminden sokaktaki vatandaşa kadar hep birlikte yaşıyoruz. "Darbe anayasası" diyoruz. Siyasi yelpazenin en sağından en soluna kadar hep birlikte yerden yere vuruyoruz. Lafa geldiğinde mangalda kül bırakmıyoruz. İş icraata geldiğinde de her seferinde tıkanıyoruz.

Yine aynı tablo:

Bu yönde yapılan çalışmalar ve atılan adımlar dün olduğu gibi bugün de çok fazla itibar görmüyor. Türkiye gündeminin ön sıralarına bir türü gelemiyor.

Dün, Ak Parti Siyasi ve Hukuk İşleri Başkanı Hayati Yazıcı'yı, Türkiye Basın Federasyonu'nda ağırladık. Gündem yeni anayasa çalışmalarıydı. Yazıcı, önemli bir noktanın altını çizdi:

-Anayasayı millet yapar. İşin temeli budur. Ancak, millet bu hakkı hiçbir zaman kullanamadı.

Evet, hep öyle oldu. Anayasalar hazırlandı, millete dayatıldı. O çalışmaların içinde olmayan, fikrini ve eğilimini ortaya koyamayan vatandaş da kabul noktasına gelindiğinde figüran olarak kullanıldı. Böyle bir atmosfer ve korku iklimi içinde, dayatmalarla önüne konulan metni kabul etmek zorunda kaldı. Durum bu olunca, Türkiye'deki anayasa tartışmaları hiçbir zaman bitmedi.

1924 Anayasası, savaş ortamının izleri içinde yürürlüğe konuldu.

1961 Anayasası darbe ürünüydü.

Yürürlükteki 1982 Anayasası da yine darbenin hemen ardından, darbecilerin oluşturduğu bir heyet tarafından kaleme alındı. Korku iklimi içinde millete dayatılarak kabul ettirildi. Daha sonra "Yüzde 90'ın üzerinde kabul oyu aldı"