Al birini vur ötekine

Süre doluyor, Türkiye seçime doğru yol alıyor. Ankara ve İstanbul'un durumu birbirinden farklı değil. İzmir'in hali çok daha vahim!

Her birinin başında birer belediye başkanı var. Koskoca bir beş yılı lay lay lomla geçirdiler...

Seçmene verdikleri vaatleri unuttular.

İşten çok reklam yaptılar.

Ankara ve İstanbul'dakiler Cumhurbaşkanlığı Makamına göz gidip planlar yaparken, İzmir'deki de Çav Bella söyleyip gezdi. Şehirler ikinci plana atılıp unutuldu.

Şimdi yine seçmenden oy istiyorlar. Peki, var mı bu şehirlerle ilgili yeni bir takım plan ve projeleri Yok elbette. Olsa da ne değişir. Yaşayıp gördük, zaten hepsi kağıt üzerinde kalıyor.

Kendileri de bunu bildikleri için yine bir önceki seçimdeki gibi algı çalışmaları yapıyorlar. Deprem bütçesinden kıstıklarını, halka hizmetten kestiklerini, oradan buradan biriktirdiklerini reklama yatırıyorlar.

Gördük işte, bunlara sosyal medyada yardım eden biri Didim'de yakalandı. Adam, yasa dışı bahisçi. Aynı zamanda Ekremci ve Mansurcu! Gerektiğinde "milliyetçi" ihtiyaç duyulduğunda "PKK-DEM"li" oluyor. Ekibinde yer alanlar da sahte belgelerle, iftira ve hakaretlerle sağa sola saldırıyor.

Bakalım neler çıkacak

Karşılarında ise Turgut Altınok, Murat Kurum ve Hamza Dağ gibi isimler var. Hepsi hizmet ehli. Söz verip kaçacak insanlar değiller, zaten bugüne kadar yaptıkları da yapacaklarının teminatı.

O yüzden seçim kampanyalarını hizmet ve yatırım tartışmalarından başka noktalara çekmeye çalışıyorlar. Ne yapıyorlar görüyorsunuz: Erdoğan düşmanlığını körüklüyorlar, her türlü toplumsal yarayı kaşıyorlar, eksiklerini buralardan tamamlamaya uğraşıyorlar.

En büyük argümanları da emeklilerin çektikleri geçim sıkıntısı. Evet, böyle bir sıkıntı var, ama onun çözümü de yine Erdoğan'a bağlı. Söz verdi, "düzelteceğiz" dedi. Bunlara kalsa ve müktesebatlarına bakılsa, emekliler çok daha zor durumdaydı.

İşin en ironik tarafı ise, en çok da Cumhur İttifakı adaylarının emeklilerle ilgili vaatlerine saldırıyorlar. Onları rahatlatacak bütün formülleri