Gazze'den Arabistan'a...

2023'ü geride bıraktık, yeni bir yıla girdik. Siyasiler, bakanlar, sivil toplum yöneticileri, yıllık değerlendirme toplantıları yapıyorlar. 2003'ü değerlendiriyorlar. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'la da bu çerçevede dün bir araya geldik...

Açıklamalarını haber sayfalarında okursunuz. Ben, yaptığı açıklamalar çerçevesinde kendi çıkarım ve değerlendirmelerimi yazacağım.

İlk başlık Gazze:

"Türkiye neler yapıyor" diyenler var. Türkiye, üzerine düşeni yapıyor. Mesela, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Gazze'ye uygulanan ambargoyu delme kararı vardı. Ama olmadı, uygulanamadı. Refah Sınır Kapısı, bir taraftan Mısır, diğer yandan Filistin tarafından kontrol ediliyor görünse de tepede İsrail uçakları var. Kendisinden onay alınmadan yapılan girişimlere izin vermiyor, hemen vuruyor. Arkasında da sırtını dayadığı Amerika bulunuyor. "Vursun beni, ölümü göze aldım" diyen bile içeri giremiyor. Çünkü sınır kapısı defalarca vurulan ve askerleri öldürülen Mısır buna razı değil.

Kısacası, şartlar kimsenin tek başına bir karar alıp uygulamasına izin vermiyor. Engel çok!

Türkiye şunu yapıyor ve başarılı da:

Netanyahu, dünyaya bir fotoğraf pazarlamaya çalıştı. Ama olmadı. Türkiye'nin tavrı bu fotoğrafının gerçek olmadığını ortaya koydu. Amerika başta olmak üzere bütün Batı, "Hamas'ın 7 Ekim saldırısını kınayalım" diye ortaya çıktığında "tamam" denildi:

-Ama bir de bu saldırılara rahmet okutacak İsrail soykırımı var. Kınayacaksak ikisini birden kınayalım.

Kilitlendiler, söyleyecek sözleri kalmadı.

Her fırsatta ortaya konulan bu tavırla birlikte, tepkiler kayıtsız şartsız İsrail'i destekleyen Batı'ya da döndü. Artık, Amerika başta olmak üzere Batı'nın "hak, hukuk, adalet, erdem, insan hakları" gibi değerlerden bahsedecek yüzü kalmadı.

Şapkalar düştü, kel görüldü.

Bir başka başlık da Suudi Arabistan'da oynanamayan Fenerbahçe-Galatasaray