Bu dünyadan Adolf Hitler ve Benito Mussolini gibi bazı tipler geçti. Kan ve gözyaşı ürettiler. Arkalarında da milyonlarca mezar bıraktılar.Ama bitmedi... Yerlerini dolduracak yenileri geldi. Putin'in akıl hocası Aleksandr Dugin de onlardan biri. Televizyon kameraları karşısında öyle laflar etti ki, Hitler ve Mussolini'ye rahmet okutur! "Kazanmak zorundayız" dedi. Ardından Nazileri ve Faşistleri aratmayacak sözleri peş peşe sıraladı: "Rus Ordusu gerekirse nükleer silah kullanmalı. Yenilgi ihtimalini düşünmüyoruz. Bu olamaz, olursa dünya da olmayacak. Bu dünyada yaşamak istiyorsanız, büyük ve bağımsız Rusya'yı kabul etmelisiniz. Rusya olmadan insanoğlunun varlığı imkansız." Hemen ardından ekledi: "Tarihimizin her aşamasında kazanmayı başardık. Değersiz herkes ölecektir." Son dönemde duyduğumuz en ürkütücü sözler bunlar! Üstelik, bugün Rusya'ya hakim olan bir anlayışı yansıtıyor. Putin'in çevresi, genellikle Dugin gibi düşünenlerle dolu. Zaten Putin de bir süre önce benzer sözler sarf etti. "İçinde Rusya yoksa neden böyle bir dünyaya ihtiyacımız var" dedi. Dünya bir yana, Rusya bir yana! Rus menfaatleri, insanlığın da insani değerlerin de üzerinde! İşte günlerdir "Rus yayılmacılığı" derken, bu anlayışa dikkat çekip, nasıl bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu anlatmaya çalışıyorum! Hemen dibimizde bir işgal ve insanlık dramı yaşanıyor. Biz ise günlerdir futbol maçı izler gibi, kimin kazanıp, kimin kaybedeceğini tartışıyoruz... 1986'da bir Çernobil Faciası yaşamıştık. Nükleer Santral sızıntısı yüzünden çay içmekten ve fındık yemekten korkar olmuştuk. Muhalefet, bu felaket üzerinden Özal Hükümeti'ne saldırmak için elinden geleni yapmıştı. Bugün tepemizde atom bombası patlatmaktan bahsediliyor. Kimsede çıt yok. Muhalefetimiz halen patates, soğan, şeker, sıvı yağ edebiyatı yapıyor. Dün olduğu gibi bugün de istismar siyaseti yürütüyor. Televizyonlara çıkan bazı Rus yanlıları ise Ukrayna'nın Azor Taburunun, Nazi işaretleri yaptığını söyleyip, bir algı oluşturmaya çalışıyor. Şaka gibi, ama