Darbelenen Türkiye

Bundan yaklaşık 80 yıl önce uçak üretiyorduk biz. Sadece üretmekle kalmıyor, İskandinav ülkeleri başta olmak üzere yurt dışına da satıyorduk.

İki uçak fabrikamız vardı...

Birini Kayseri'de Almanlarla ortak kurmuştuk. Sonra tamamen bize geçti. Diğeri de tamamen bize aitti ve Ankara Etimesgut'taydı. Biz Ankara'da bugün Batının övündüğü "hayalet uçakların" tip olarak hemen hemen aynısını yaptık. Fotoğrafları var dergilerde. Gerçi basitti, ağaçtandı, ama yaptık ve uçurduk.

Sonra 1948'de Marshall Yardımı Projesi ABD Kongresinden geçti. "Nasılsa onlardan alırız" deyip, o fabrikaları peş peşe kapattık. Uçak üretiminden vaz geçip mandıra yaptık. Süt sağdık!

Uzmanlarıyla defalarca konuştum. Eğer o faaliyeti devam ettirebilseydik, azimli ve kararlı olsaydık, bugün Airbus ya da Boeing ayarında uçak üretim kapasitemiz olacaktı bizim.

***

Ünlü Johnson Mektubunu bilirsiniz...

Türkiye, Kıbrıs'taki EOKA çetelerinin soydaşlarımıza yönelik artan katliamları üzerine 1964'te Kıbrıs'a müdahale kararı aldı. Bunun için hazırlıklar başladı.

Hemen ABD müdahalesi geldi. ABD'nin o dönemki Başkanı Lyndon B Johnson, 5 Haziran 1964'te İsmet İnönü'ye hitaben çok ağır ve aşağılayıcı bir mektup yazdı. Özetle, "Bizim verdiğimiz silahlarla bu müdahaleyi yapamazsınız" diyordu. Yetmiyor, bir de Türkiye tehdit ediliyordu:

"Siz NATO üyesisiniz. İyi düşünün! Eğer böyle bir işe girişirseniz, muhtemel bir Sovyet işgal girişimi karşısında NATO Türkiye'yi savunmakta isteksiz kalabilir."

Bunun üzerine İnönü ABD'ye gitti, görüşmelerde bulundu. Sonuçta biz o harekatı yapamadık. Kıbrıs'taki soydaşlarımızı koruyamadık. Tam 10 yıl sonra Ecevit-Erbakan Koalisyon Hükümeti döneminde gerçekleştirdik. Başımıza gelmedik de kalmadı.

Türkiye'yi ambargolarla boğdular. Kırıkkale Silah ve Mühimmat Fabrikası dışında silah sanayimiz yoktu. Orada üretilen tabancalar, polislerin korkulu rüyası olurdu. Kullandım, bilirim. Bir mermi atar, ikinciyi de takardı. Ya da bir başka yerde arıza çıkarırdı.