Çoban
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye'nin bir gerçeğine dikkati çekti: "Bugün 25 bin Afgan çoban giderse tarım ve hayvancılık kalmaz" dedi.
Yalan değil, doğru.
Ama bilen bilmeyen herkes tartışmaya girdi. "Skandal açıklama" diyenler çıktı. "Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanı bunları söyler mi" türünden değerlendirmeler yapanlar bile oldu.
Niye Bu ülkenin bakanı gerçekleri söylemesin mi
Üstelik bu mesele artık ekonomik bir tartışma olmaktan çıktı. Kültürel bir mesele haline geldi. Bizim insanımız çobanlık yapmak istemiyor. Hayvancılık yapan aileler bile çocuklarını başka alanlara yönlendirmeye çalışıyor.
Bildiğim pek çok örnek var. Ailenin büyük bir sürüsü bulunuyor. Ama çocukları şehirde güvenlik elemanı olarak çalışmayı tercih ediyor. Hatta şehirde boş boş oturan örnekler var karşımızda.
Çobanlık kalifiye eleman ister aslında. Önemli bir birikime sahip olması gerekir. Ama o kadar hırpalandı, o derece ayaklar altına alındı ki, artık köylerde bile çobana kız vermiyorlar.
Para meselesine gelince...
İhtiyaç artınca, aylıklar da çok yükseldi. Eskidendi o asgari ücretle çoban çalıştırmak. Çok ciddi paralardan bahsediliyor. Ama yine de bulunamıyor. O yüzden de sektör Afganistan'dan gelen Özbekler üzerinden ayakta kalıyor. Merak eden herhangi bir şehrin kırsal bölgesinde dolaşsın. Her yer çekik gözlü çobanlarla dolu.
İyi kötü bilirim bu işi. Konu, bugünün meselesi değil. Uzun yıllar öncesine dayanıyor...
Damızlık sığır yetiştirdim. Ankara Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği'nin de üyesiydim. En büyük sıkıntım çoban bulmaktı. O zamanlar Afgan çalıştırmanın yasal alt yapısı yoktu. Ayrıca, başında bulunmadığım için sürüyü ne olduğu, kim olduğu belli olmayan bir yabancı uyrukluya teslim etmek de akıl işi değildi.
Bulmadım Türk çoban. Bulduklarım da sıkıntılı çıktı. O yüzden 2008 Yılında sattım hepsini ve çekildim. Ayrıca, benim durumumda olan çok insan tanıyorum.
Doğru söylüyor Bakan Bolat. Türkiye'nin gerçeği bu!
Tarımda da durum farklı değil. Afganlar