Çırpınıyor, çok çarpıtıyor

İyi Parti'de ciddi sıkıntılar var. Parti yönetimi de Meral Akşener de durumun farkında. O yüzden yaptıkları abartılı açıklamalarla içine düştükleri durumun üzerini örtmeye çalışıyorlar...

Meral Hanım, kurumsal bir saldırı altında olduklarını söylüyor. Partilerine operasyon düzenlendiğini iddia ediyor. Hatta bunun bir "savaş" olduğunu dillendiriyor.

Öyle mi acaba

Bence hiç ilgisi yok. Çünkü bugün İyi Parti'ye yapılanlar, dün kendisinin CHP'ye yaptıklarından farklı değil. Meral Hanım da CHP'nin içine el atmaya çalışmış, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı, Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı bayrak açmaya teşvik ve tahrik etmişti.

Bugün onları "Niye yapmadınız korkaklar" diye suçluyor. Ama isim vermese de Ekrem İmamoğlu'nu İyi Parti'nin içini karıştırmaya kalkmakla itham ediyor. Hem de İBB'deki birkaç belediye meclis üyesi ile! Bunu da "büyük operasyon" diyerek milletin önüne koyuyor.

Yaşananlar çok ironik bir durum aslında!

Akşener, o kadar yüksek perdeden el açıyor ki, "Biz bunu daha önce de yaşadık" diyor. 1997'de DYP'ye yapılan operasyonu, bugün İyi Parti'nin yaşadıklarını ile bir tutuyor. Hatta daha da ileri gidip, kendisinin operasyonlar konusunda "şerbetli olduğunu" bile söyleyebiliyor.

Oysa hiç ilgisi yok. 28 Şubat sürecinde DYP'ye değil, Türkiye'ye bir operasyon yapıldı. O operasyonun asıl muhatabı ise, iktidardaki Refah Partisi ve Başbakan Necmettin Erbakan'dı. Hatta o günlerde Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Süleyman Demirel de o operasyona destek vermişti.

O olay, bugünkü gibi birkaç belediye meclis üyesinin ve onları yönlendirenlerin ikbal çırpınışları değildi. Oyun büyüktü!

En önemlisi ise...

Hedefe konulan RP dimdik ayakta durdu. DYP direnemedi, dağıldı, dağıtıldı. Plan, başarıya ulaştı. Erbakan da Refah-Yol İktidarı da düştü.

Eğer süreç zorlanarak 1997'ye benzetilmek istenirse şunu söylemek gerekir: