Takip edenler bilir. 30 yılı aşkın süredir, SSK Genel Müdürlüğü'nden bu yana Kemal Kılıçdaroğlu'nu en çok eleştiren gazetecilerden biriyim. Yazdığım yazılar ve kitaplarım ortada.
2010 yılında CHP Genel Başkanı olduktan sonra da hakkındaki pek çok iddiayı ve belgeyi ilk olarak benim köşemde okudunuz. Buna rağmen, gazeteci-siyasetçi ilişkimiz bugüne kadar devam etti. Zaman zaman aynı masada oturduk, en sıkıntılı soruları da kendisine sorduk...
Ortak dostlarımız var. Önceki gün onlardan biri vasıtası ile bana şu soruyu yöneltti:
-Emin Bey'e sor, Özal'dan bu yana Demirel, Ecevit gibi pek çok siyasetçiyi izledi. Elini vicdanına koysun ve cevap versin. CHP'nin 38. Olağan Kurultayı gibi bir kurultay görmüş mü, şahit olmuş mu
Net cevap vereyim:
Görmedim, tanık olmadım, Kemal Bey'in "arkadan hançerlendim" dediği o kurultay gibisi yaşanmadı bu ülkede. Zaten o yüzden CHP'liler tarafından yargıya götürüldü. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianame ortada: Kemal Bey'den CHP Genel Başkanlığı koltuğunun hukuk dışı yollarla ve türlü madrabazlıklarla alındığı iddia ediliyor.
Laf değil bunlar, tanık beyanları ve belgeler var. O yüzden Ekrem İmamoğlu ve 12 şüphelinin üç yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Bitmedi...
Bir de CHP'liler tarafından Kurultayın iptali için açılan hukuk davası var. O dosyada da bizzat CHP'lilerin seçimlere fesat karıştırıldığına yönelik çok ciddi beyanları yer alıyor. Mahkeme 30 Haziran'da kararını verecek. Kurultayda yapılan seçimin iptali yönünde hüküm tesis etmesi ciddi ihtimal.
Bekleyeceğiz ve neler olacağını göreceğiz...
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve CHP yönetimi de durumun farkında. Belli ki onlar da mahkemenin iptal kararı vermesini yüksek bir ihtimal olarak görüyorlar. Çünkü bizzat yaşadılar süreci; ne olduğunu iyi biliyorlar! O yüzden de şimdiden başladılar feryada. "Olmaz, olamaz, yapılamaz" açıklamaları birbirini izliyor...
Meydan okumalar ve tehditler yükseliyor!
"Teslim etmeyiz, bırakmayız CHP'yi" diyenden tutun da, kendisini