CHP'de bir Ünal Çeviköz var. Partinin dış politikasına yön veriyor. Sürekli olarak da sıkıntılı açıklamalar yapıyor. Buna rağmen Kemal Kılıçdaroğlu'nun vazgeçemediği bir isim. Neler dediğine bir bakalım: Libya ile yaptığımız anlaşma ile "çizgiyi aştığımızı" söyledi. Mavi Vatan'ı hedef aldı. Bu söylemi "Saldırganlık ve yayılmacılık" olarak adlandırdı. CHP'li vekillere bilgi notları gönderdi. Ege'deki adalarla ilgili olarak Yunanistan'ın tavrı için "işgal" ifadesini kullanmamalarını istedi. Türkiye-Azerbaycan kardeşliğini, "Türkiye, Azerbaycan'a silah yardımı yapıyor, cihatçı aktarıyor" ifadeleri ile kirletmeye çalıştı. Benim ülkemin haklı gerekçelerle Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğine rezerv koymasına karşı açıklamalar yaptı. Hem de bu sözleri şehit verdiğimiz ve yapılan operasyonlarda teröristlerde İsveç yapımı tanksavar füzelerinin ele geçirildiği bir dönemde sarf etti. Vesaire, vesaire... Hiçbir zaman bu ülkenin yanında yer almadı. CHP delegesi de sevmedi bu tavırları. Kurultayda üzerini çizdi, Parti Meclisi'ne almadı. Ama Kılıçdaroğlu ısrar etti. Genel Başkan Yardımcısı yapamasa da Çeviköz'e "Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı" sıfatı verip, yine aynı göreve getirdi. Delegenin bile üzerini çizdiği Çeviköz'den vazgeçmedi, geçemedi. Neden acaba Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı. Sözlerindeki "Erdoğan kaçacak" ifadeleri öne çıktığı için diğer söyledikleri çok tartışılmadı. Ama o açıklamada Türkiye'nin başına çorap örmeye uğraşan, teröre verdiği destekle ekmeğimize kan doğramaya çalışan ABD'yi "Hukuk Devleti" ilan etti. Evet, Türkiye'yi karaladı ve işgalci, emperyalist ABD'yi "Hukuk Devleti" yaptı! Ve CHP'nin lokomotif görevi yaptığı Altılı Masa adına dün ortak bir bildiri yayınlandı. Orada da terörle mücadele için gerekçe istendi! Sınır ötesi operasyonlar için aynen şu ifade kullanıldı: "İlgili devlet kurumlarının, muhalefet partilerini olası operasyonun gerekçeleri, süresi, kapması ve hedefleri konusunda bilgilendirmesi