CHP'de bugün bir şeyler oluyor. Hatta çok şey oluyor! Ama parti içi mücadele verenler dahil, kimse işin o tarafı ile ilgilenmiyor. Bugün neler olduğunu çözebilmek için gerilere gitmek lazım...

Bakmayın siz süslü laflara. Bugünü CHP, eski CHP değildir. Darbelenmiş ve dönüştürülmüş bir yapıdır. Biliyorsunuz, Deniz Baykal 2010 yılında bir kaset kumpası ile CHP'nin başından gitmişti. O olayın arkasında da FETÖ'nün olduğu daha sonra ortaya çıktı.

Ama bu iş çok öncesinden planlandı. Sosyalist Enternasyonal dahil, Batılı pek çok kurum, Baykal'ın milli kimliğinden rahatsızdı. Bu durum, 2008 yılında ABD Derin Devleti'nin kontrolündeki Johns Hopkins Üniversitesi'ne bağlı Amerikan-İsveç merkezli Slikroad Enstitüsü'nün hazırladığı rapora yansıdı. Altında İsrail'in Jerusalem Post yazarları olan Svante E. Cornell ve Halil Magnus Karavelli'nin imzaları vardı. Raporun 72. sayfasında aynen şu ifade yer alıyordu:

"CHP'den istifa etmeye ikna edilecek Deniz Baykal'la, yolsuzluklar konusunda kamuoyunun dikkatini çeken Kemal Kılıçdaroğlu yer değiştirecek. CHP, yeniden Avrupa tarzı bir sosyal demokrat parti olarak ortaya çıkacak."

Aynen öyle oldu.

Güçlü Baykal gitti, yerine eline dosyalar verilip televizyonlara çıkarılarak parlatılan Kemal Kılıçdaroğlu geldi.

Tesadüf olabilir mi bu

Sonra, raporda yer aldığı gibi "Yeni CHP" ortaya çıktı. CHP'nin deve dişi gibi isimleri Önder Sav, Kemal Anadol ve benzerleri saf dışı edilerek, TESEV'ci isimlerle "Arama toplantıları" düzenlendi. Altı Ok'a alternatif arandı. İstanbul ve Van'da yapılan bu toplantıların ardından, Abdullah Öcalan'ın talebi olan "Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulması" gibi talepler, sonuç bildirgelerinde yer aldı.

Yazdık bunları. O günlerde ortalık ayağa kalktı. Ama bugün unutuldu.

Yetmedi, bitmedi; CHP geçmişinden ve geleneklerinden koparıldı. Hafızası yok edildi.

Sonra garip isimler partide boy göstermeye başladı. Vaktiyle Atatürk'e "Deccal" diyen bir kişi Genel Başkan Yardımcısı yapıldı. Sözde sağ kökenli Ekmelettin İhsanoğlu, CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı oldu.