Bu nasıl siyaset

İçimiz yandı, hep birlikte üzüldük. Siyasilerimiz de peş peşe baş sağlığı açıklamaları yaptılar... Ama bu saldırıyı yapan alçakları lanetlemek de gerekirdi. Bazı siyasi parti liderlerinin açıklamalarında bunu görmedim. Ayrıca basit bir meseleymiş gibi geçiştirildi. Bir-iki gün içinde unutuldu gitti. Ateş de düştüğü yeri yaktı. Oysa bu saldırı geniş bir açıdan tartışılması gereken bir olaydı. Şanlıurfa Çiçekalan Hudut Karakolu'na yapılan alçakça saldırıdan bahsediyorum. Bir askerimizi şehit verdik, dördü de yaralandı. Peki bu saldırı nereden yapıldı Suriye'nin Ayn el-Arap bölgesinden! Failleri de orada ve o bölgede yuvalanan ABD destekli YPG'li teröristler. Yani PKK'nın kardeşleri. Şimdi biraz geriye dönüp, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "YPG bize mi saldıracak" sözlerini tartışmak gerekmez mi Saldırdı işte, üstelik uzun süreden beri de saldırıyor. Ayrıca, YPG'nin PKK'nın bir uzantısı olduğu gerçeğinden hareket edersek, biz neredeyse 40 yıldır bunlarla mücadele ediyoruz. Olayın ardından en ilginç olanı da Kılıçdaroğlu'nun yayınladığı başsağlığı mesajıydı... Şehit ve yaralılardan bahsetti. Şehit Uzman Çavuş Uğurcan Cirnooğlu'nun ailesine baş sağlığı ve yaralanan askerlerimize de acil şifalar diledi. Hepsi bu kadar! Bence mesele bu kadar ucuz olmamalı. Çünkü, o alçaklar, sınır karakolumuza Suriye'den saldırdılar. CHP de Suriye ve Irak'a asker gönderilmesi ve bulundurulmasına ilişkin tezkereye Meclis'te "hayır" dedi. Üzeri örtülecek, unutulacak ve millete unutturulacak, "Ne var ki bunda" denilecek bir mesele değil bu. O tezkere ve tezkereler olmasa nasıl mücadele edeceğiz biz bu alçaklarla Sınırlarımızı, askerlerimizi ve o bölgede yaşayan insanlarımızı nasıl koruyacağız Her seferinde bir başsağlığı mesajı yayınlayıp, sırt üstü yatacak mıyız Bence konuşulmalı bunlar. Şiddetle tartışılmalı. Bu ikircikli siyaset tarzı masaya yatırılıp, millete anlatılmalı. Tartışılmalı, ama "tartışalım" diyenler ağzını açtığında sosyal medyada ağır bir saldırı başlıyor...