Bir günde 1 milyar 956 milyon dolar ihracat. Boyacı küpü değil, elbette yatırım ve üretimle oluyor bu. Yatırım ve üretim ise istihdam, ekmek ve refah demek! Yine bir günde Atatürk Havalimanında 195 bin 640 yolcu. Atatürk Havalimanı para basıyor artık. Hem devletin cebinden bir kuruş para çıkmadı, hem de kısa sürede kara geçti. "Yapılmasın" deniyordu, yapıldı. Gezi Olayları ile frenlenmek istendi. "Durdurulsun" diye bildiriler hazırlandı. Ama iyi ki yapıldı. Hem halka hizmet ediyor, hem de halk kazanıyor buradan. Biliyor musunuz, biz Avrupa İstatistik Ofisi'ne göre, 2021'in ikinci yarısında konutlarda en ucuz elektrik ve doğal gaz tüketilen ülkeyiz. Biz demiyoruz, Avrupalıların yaptığı araştırmalar söylüyor bunu. "Nasıl oluyor" derseniz, vatandaşın doğal gaz faturasının yüzde 70'ini devlet ödüyor. O para da "yapılmasın" denilen, durdurulması istenen yatırımlardan geliyor. Devlette para var ki veriyor. Eskisi gibi 60 cente muhtaç olsak, İMF kapılarında sürünsek, ödenebilir miydi bu para Devlet artık eldeki kaynakları son derece verimli kullanıyor. Büyük yatırımları, kasasından bir kuruş ödemeden yap-işlet-devret projeleri ile gerçekleştiriyor. Öz kaynaklarını da özel sektörün karlı görmediği yatırımda geri kalmış Doğu ve Güneydoğu illerine aktarıyor. Dışarıdan bakınca da görüntümüz kötü değil. Yapılan saldırılar bunu gösteriyor zaten. Dünkü gibi frenlenemeyen, ele avuca sığmayan Türkiye'nin verdiği rahatsızlığın görüntüsü bu! O rahatsızlığın arkasında ise, Avrupa'da fişi çekilip ölüme terk edilmesi düşünülen insanların hayat bulduğu bir ülke var. Öyle olmasa, Mariupol'de 600 yaralı, kadın ve çocukla sıkıştırılan Ukraynalı Binbaşı Volysnki, "Bizi ancak siz kurtarabilirsiniz" diye Erdoğan'a çağrı yapar mıydı Sıkıntılarımız yok mu Var elbette. Ama genel olarak oldukça iyiyiz biz. Hele hele geçmişle kıyaslandığında çok, çok iyiyiz. Artık, batının eline vurup ekmeğini aldığı, kendi dümen suyunda yol almaya mecbur kıldığı bir Türkiye yok. İşte o yüzden bu yıl