Altılı ve dışarıdan da HDP destekli masa, bilmem kaçıncı defa kuruldu ve dağıldı. Peki, sonuç ne Henüz sonuç yok ortada. Herkes o masadan bir cumhurbaşkanı adayı bekliyor. Ama her seferinde bir arpa boyu yol kat edilemiyor. Hep benzer açıklamalar yapılıyor. Yine 6 genel başkan vaziyeti idare etti, şöyle bir açıklama yapıldı: "Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda liderler olarak, birçok kez vurguladığımız gibi uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirmiş, milletimizin tamamını kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen, liyakat sahibi bir aday belirleyeceğiz." Avara kasnak misali!.. Sürekli dönüyor, ama boşa dönüyor. Güç üretemiyor, bir sonuç ortaya koyamıyor. Sadece birbirinin benzeri açıklamalarla zaman kazanılıyor. Üzerinde tek uzlaşılan konu Parlamenter Sistem. O yüzden Kılıçdaroğlu da yaptığı açıklamada, yine "Ülkeyi aydınlığa kavuşturacak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemden" söz etti. Türkiye'de on yıllarca denenmiş, ülkeye patinaj yaptırmış, uygulandığı yıllarda herkesin şikayet ettiği bir sistem, milletin önüne "kurtuluş reçetesi" olarak konuluyor. Altılı Masadan tek duyduğumuz da bu zaten. Ama milletin böyle bir beklentisi olduğunu söylemek zor. Bir de sürekli olarak algı operasyonları yapılıyor... Bu defaki toplantının gündeminde "seçim güvenliği" varmış. En önemli konulardan biri oymuş. Ne anlama geliyor bu Herkesin anlayacağı bir ifade ile "seçim sandıklarını korumak, oy hırsızlığının önüne geçmekten" bahsediyorlar. Oysa, Türkiye seçimlerin hakim teminatında yapıldığı ve dünya üzerinde sonuçların tartışılmadığı ender ülkelerden biri. Geçmişte sorunlar yaşadık elbette. Ama onun da kaynağı CHP'ydi. 1977 seçimlerinde mükerrer oylar ve sandık oyunları ile CHP 41 oy aldı. Mezardaki insanlara bile oy kullandırıldı. Sıkıntıyı aşmak için Hindistan'dan boya getirildi. Oy kullananların parmakları boyanıp seçim güvenliği sağlanınca 1979'daki ara seçimi AP 5-0 kazandı. Ecevit Hükümeti düştü. O boya Türkiye'yi öyle bir kurtardı ki, nüfusumuzdaki ciddi