Ateşkes
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırıların ilk günlerinde, sözde "askeri uzmanlar" yüksek perdeden atıp tutuyorlardı. Tünellerin İsrail'in sonu olacağını, Gazze'de batağa saplanacağını söyleyip duruyorlardı...
"Yapmayın, etmeyin" dediğimde de kızmışlardı bana.
Doğru, HAMAS büyük bir mücadele verdi. Zaman zaman da İsrail askerlerini ciddi şekilde darbeledi. Ancak sonuç ortada: İsrail, tam 467 gün boyunca vurdu. Yapıp yıktı. Her türlü silahı denedi. Peş peşe savaş suçları işledi. Çoluk-çocuk 50 bin insanı katletti. Bunun üç katı kadar insanı da sakat bıraktı. Saldırıların ardından yıkılmış, harap olmuş bir şehir bıraktı.
Bunu da başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin kendisine verdiği destekle yaptı. İnsani hiçbir kural tanınmadı. Gazze'de insani bütün değerler ayaklar altına alındı.
Geldiğimiz noktada Batı'nın desteği halen İsrail'in arkasında.
Şimdi de ateşkes planları ve görüşmeleri yapılıyor. "Bitti, tamam" diye sevinenler var...
Gerçekten bitti mi o belli değil. Ancak, Gazze'nin bittiği ve bitirildiği açık ve net.
Peki, ateşkes anlaşmasının taslağında neler var
Bazı detaylar ortaya çıkmış durumda. İsrailli bir esire karşı 50 Filistinlinin serbest bırakacağı söyleniyor. İsrail Ordusu'nun yerleşim yerlerinin dışına çıkacağı belirtiliyor. Nihayetinde de saldırıların kalıcı olarak sona ereceği ifade ediliyor.
İyi güzel de kim denetleyecek bunu Nasıl yürüyecek bu anlaşma
İsrail'in geçmişine bakıldığında, gerçekleşirse bu anlaşmanın da kağıt üzerinde kalma ihtimali yüksek görünüyor. Geçmişte de bu tür anlaşmalar yapıldı. İsrail, serbest bıraktığı Filistinlileri yeniden gözaltına aldı. "Çekiliyorum" dedi, daha fazlasını işgal etti. BM dahil, uluslararası kuruluşların aldığı kararlara genellikle uymadı.
Yine aynısını yapmayacağının garantisi yok. Ayrıca, bütün bunları denetleyecek, anlaşmanın dışına çıkması halinde İsrail'i cezalandıracak uluslararası güçlü bir mekanizma da bulunmuyor. Olsa da görevini yapmıyor.
Onlarca yıldır İsrail köpeksiz köyde değneksiz geziyor...