Batı'nın merak ettiği

Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cambridge Analytica örneğini vererek hükümetin mayıs seçim sürecine siber müdahalede bulunabileceği uyarısı Batılı ülkelerin başkentlerinde dikkatlerden kaçmadı. Benzer bir soru Türkiye'nin mayıs seçimleri üstüne yapılan beyin fırtınalarında, kapalı toplantılarda ve görüşmelerde sıklıkla soruluyor. Türkiye'deki seçimler özgür ve adil mi olacak, yoksa hile mi karışacakBu, Batı medyasının, Türkiye üstüne çalışan yabancı uzmanların, diplomatların ve yetkililerin seçimlerin güvenliğiyle ilgili kaygı duydukları konulardan biri olarak öne çıkıyor. Batılı gözlemciler arasında yaygın kanı Türkiye'deki seçimlerin görece özgür olduğu ancak adil olmadığı yönünde. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yargı, kolluk kuvvetleri, bürokrasi ve devlet televizyon kanalları başta olmak üzere çoğu medya kuruluşunun kontrolünü elinde tutuyor olması buna örnek olarak gösteriliyor. GÖZALTI VE TEHDİTLERSeçimlerden kısa süre önce özellikle Kürt siyasi muhaliflere gözaltılar ve tehditlerle gözdağı verilmesi iktidarın seçimler yaklaştıkça hamlelerini sertleştirebileceği izlenimi yaratıyor. Hükümetin sosyal medya yasasıyla ifade özgürlüğünü kısıtlama çabası, "cumhurbaşkanına hakaret" gerekçesiyle muhalif seslere sistematik dava açılması, öte yandan "dezenformasyonu önleme" başlığı altında taraflı propaganda yapılması, seçim sürecinin adil olamayacağı argümanları arasında sayılıyor. En çok merak edilen konuların başında ise Erdoğan iktidarının seçimleri bir şekilde manipüle edip etmeyeceği var. PUTİN FAKTÖRÜ 2019'da yerel seçimlerde İstanbul'da ilk elde edilen sonuçların ardından seçimlerin iptal edilmesi ve birkaç ay sonra tekrarlanması, Batılı yetkililerin yakından izlediği bir gelişme olmuştu. Erdoğan'ın olası bir yenilgide nasıl bir tutum alacağı,