Tecrübe ile sabit!..

Dövizlerdeki anlamsız artışa karşı mevduata kur koruması uygulaması başlatılmasının yanlış olduğunu söyleyenlerin 'peki ama başka ne yapılabilir' sorusuna, 'faizler yükseltilmeli' sloganından başka herhangi bir cevapları yoktu. Hiç olmadı ve halen de yok... Üretimini, istihdamını, ihracatını yükselten ve cari açığını da azaltan Türkiye'nin bu yolda yürümesinden hoşlanmayanların başlattığı döviz saldırısına karşı faizlerin yükseltilmesi teklifinin, alışılanın tekrarından başka bir anlamı olmadığının onlar da farkında oysa. Faizler yükseltilirse dövizler belki bir miktar daha inecek ama bu arada üretim, istihdam ve ihracatı önceleyen yatırımlar da hiç gelmeyecek olan bir başka bahara kalacaktı. Bu durum, ülkemizde varlığını hissettiren iki farklı bakışın sahadaki yansıması. Bu iki farklı bakışı, sistemin tayin ettiği yolda yürünmesi gerektiğini düşünenler ve ülkemizin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için şartların mutlaka zorlanması gerektiğine inananlar olarak belirtebiliriz. Sistemin belirlediği yolda yürüme alternatifinin mahiyetini, kendi tecrübelerimiz ve dünya üzerindeki uyumlu ülkelerin mevcut durumları sebebiyle biliyoruz. Zenginlikleri halklarının refah içinde yaşaması için yeterli olduğu halde fakirlik içinde kıvranan Afrika, Asya ve Güney Amerika'daki birçok ülke, sistemin telkin ettiği formüllerin aslında kimlere yaradığını açıkça gösteriyor. Zenginlikleri Batı tarafından insafsızca sömürülen bu ülkelerin insanları, on yıllardır vaat edilse de bir türlü gelemeyen toplumsal refahı beklerken sefaletle boğuşuyor. Türkiye'nin sistemin gösterdiği ekonomik modelle yoluna devam etmesini savunanların, yüksek faiz dışındaki arayışların başımızı derde sokabileceği uyarıları, anlamsız değil. Bu durumda sistemin ve içimizdeki uzantılarının saldırılarının yoğunlaştığını, bunun