Parasını ödememek suretiyle elektriğinin kesilmesini sağlamasını Kılıçdaroğlu açısından çok başarılı bir eylem olarak pazarlamaya çalışanlar, saçmaladıklarının farkındalar elbet. Ancak ne yapsınlar, meseleyi köpürtmeleri istenmiş bir kere. Olay, 'zamları protesto etmek için elektrik parasını ödemeyeceğini' söyleyen Kılıçdaroğlu'nun evindeki elektriğin ilgili şirket tarafından kesilmesinden ibaret. Ödemeyen herkese yapılacağı gibi. Başta eylemi yapan (!) Kılıçdaroğlu olmak üzere bu olaydan bir başarı hikayesi çıkarmaya çalışan ama bunu bir türlü beceremeyenlerin anlamadıkları, olan bitenin bundan ibaret olduğu. Kılıçdaroğlu'nun, elektriğinin özel sektör tarafından üretilip kendisine ulaştırıldığını ve kullandığı elektriğe devlet tarafından yüzde 70 oranında sübvansiyon uygulandığının farkında olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak, ödeme yapmamakla ilgili elektrik dağıtım şirketi ile yaptığı sözleşmeye aykırı davrandığının hepimiz farkındayız. CHP şakşakçısı medyaya ve buralarda kümelenmiş kalemşörlere göre Kılıçdaroğlu bu eylemiyle iktidarı sallamış (!)... Oysa, bırakın sallanmayı, kimse tınmadı bile... Milletimizin, elektrik bedelinin yüzde 70'ini sübvanse eden bir iktidar tarafından yönetildiğimizin farkında oluşu, önemli. Enerji Bakanlığı'nın açıklamalarına göre 47 milyon elektrik abonesi arasında kullandığı elektriğin parasını ödemeyen yüzde 0.6 arasına girmiş Kılıçdaroğlu. Yani, büyük gürültülerle başladığı eylemi ses getirmemiş. Hatta verilere bakılırsa, o ödemiyor diye özellikle ödeyenler sebebiyle elektrik tahsilatında artış bile olmuş. Elektrik zamlarını protesto edilebilir. Ancak, ana muhalefet partisi genel başkanının alternatif yollara kafa yormak yerine çocukların bile güleceği yollara başvurması saçmalık. Elektrik üretiminde mecburen ithal kaynaklar da kullandığımızı, son yıllarda bunlardan bazılarının fiyatını 5, bazılarının