Kazanmak, kaybetmek

CHP'nin başını çektiği ittifakın tartıştığı rivayet edilen konulardan en heyecan verici olanı, ittifakın isminin değişme ihtimali. Tabii ki 'Millet' ismini bırakıp yerine 'Zillet' ismini tercih edecekleri düşünülemez. Ama ağırlığını milletimizle kan uyuşmazlığı problemi olanların oluşturduğu ittifakın ismini değiştirmeleri yerinde olur. Ülkemizin ve milletimizin menfaatlerinin gösterdiği yönde değil tam aksi istikamette yürümeyi tercih edeninden, bu toprakların değerleri ile kavgalı olanına kadar bir sürü parti tarafından oluşturulan bir yapının 'Millet İttifakı' ismini taşıması, hakikaten garip. Kendisine muhtaç olunduğu düşünülen ve ama terör bağlantısından vazgeçmeyi aklının uçundan bile geçirmeyen HDP'nin de, söz konusu ittifakın gizli ya da açık üyesi olduğu düşünülürse, tablo tamamlanır. Ülkemizin çeşitli saldırılarla karşı karşıya bulunduğu süreçte, saldırganlara ağızlarını açıp tek kelime bile etmeyen, hatta onlarla beraber hareket eden benzemezler ittifakının genişlemeye yönelik hesaplarının tutup tutmayacağını, zaman gösterecek. Çeşitli atraksiyonlarla daha fazla insanı yanlarına çekmeye çalışanların, olup biteni sabırlı ve dikkatli bir şekilde izleyen milletimizin bir hesabı olduğunu unutmamaları gerek... İttifakın irili ufaklı partilerinin 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'le alakalı çalışmalarının bitmek üzere olduğu söylentilerinin heyecan verici bir tarafı yok. 1876'ya ya da 1908'e kadar uzanmaya gerek yok. Parlamenter Sistem'in 1950 sonrası uygulamaları da, iyi yöndeki gelişmeleri engellemeye ne kadar müsait bir sistem olduğunun örnekleri ile dolu. Demokles'in kılıcı gibi ülkenin tepesinde sallanıp duran darbe ve muhtıra tehditleri. Tek partinin iktidara gelememesi durumunda oluşturulan yamalı bohça koalisyonlar. Sadece devam edip edemeyecekleri değil, ne yapıp yapmayacakları da vesayet odaklarının kararlarına