Ebru Kılıçoğlu

Cumhuriyet

Uyuyan dev

Bezgin, bıkkın, yorgun Kararlı ve istikrarlı Alanyaspor karşısına, ideale yakın kadrosuyla çıkan Galatasaray'ın sahadaki ruh hali bu. Oysa ki oyunu rakip yarı sahaya da yığıyor, topa daha fazla sahip oluyor ama ne kadar vızıldarsa vızıldasın bir türlü bal yapamıyor Bu öyle bir durum ki, Alanyaspor'un 23. dakikada Vilhena ile "Bak sen atmazsan ben a

Kim kurtuldu

Kasımpaşa karşısında, Galatasaray'ın oynadığı futbol; yürümeye yeni öğrenen bir bebeğin koşması gibi. Düşecek orası kesin. Ne zaman ve ne şiddette o belli değil. En azından tam bir takım olduklarını kanıtlıyorlar. Zira, teknik kadro da dahil "tam takım" kötü bir performans bu. Kasımpaşa ise hem rakibinin bu halinden başarıyla yararlanıyor hem de da

Langırt

Kazanılacak ya da kaybedilecek bir üç puan Herhangi bir lig maçında olması gerektiği gibi. Ama söz konusu Galatasaray-Fenerbahçe derbisi olduğunda konunun ne puanla ne maçla alakası oluyor. Etrafında dönen tüm spekülasyonlar, sahaya ayna gibi yansımış. İki takım da tedirgin; "Aman gol yemeyeyim de" diye başlıyor maça. Oyun ilerledikçe korku kalkıyo

Yokluğu yara

Galatasaray adına bir önceki maçtaki eksikler takviye edilmiş. Tabii teoride! Zira Galatasaray'ın bu deplasmanda çok büyük bir eksiği var. Ne Yunus, ne Morata hatta ne de Icardi Galatasaray bu maça konsantrasyonunu getirmemiş. Bu nedenle oyuna bir türlü hâkim olamıyor. Rizespor ise bunun tam tersi bir tablo sergiliyor. Soğukkanlı ve son derece kons

Mesele

Sakatlar, cezalılar ve statü Galatasaray'ın AZ Alkmaar deplasmanı, dar bir kadro ile başlıyor. Buna maça uygun olmayan bir taktik ve yanlış seçilen futbolcular ekleniyor. Sonuç Acemi hatalar zinciri ve doğal sonuç oluyor: Goller ve kırmızı kart. Sallai'nin golü de kurtarmıyor bu durumu. AZ Alkmaar Galatasaray'dan daha iyi bir takım değil oysa ki. A

Nasıl olacak

Maç başlıyor. Kendi çapında heyecanlı da bir maç. İki takımın da iddiası var. Biri yukarı doğru tırmanacak, tırmanabildiği kadar. Diğeri koltuğuna sahip çıkacak. Sonra Sonra bir sarı kart çıkıyor. O kartın arkasından da 30. dakikada Adana Demirspor sahadan çekiliyor. Neden Tam anlamıyoruz önemli de değil aslında Çünkü nasılından eminiz. Yönetimden

Tutuk ama istikrarlı

Galatasaray konsantrasyon ve koordinasyonu İstanbul'da bırakmış adeta... 5. dakikada Ahmed'in attığı güzel golle moral bulsa da maç boyunca hissediliyor bu iki eksiklik. Buna bir de yorgunluk ekleniyor... Özetle Galatasaray defansı acemice hatalar yaparken, kurmak istediği baskıyı da bir türlü kuramıyor. Gaziantepspor'a gelince... Sert defans anlay

Uyanış

Televizyon karşısında uyuklayan baba misali, uyuyor iki takım da önce. G.Saray'ın uykusu, kurgusal. Orta saha eksik, bekler de çakılı oynayınca sistem önceki maçlardaki gibi 6-4'e dönüyor. Pozisyon da çıkmıyor baskı da. Konyaspor'da ise problem benzer. Orta saha yalnız kalıyor. Oyun sıkışıyor. Gol için umut yok derken, Osimhen penaltıyı hem yaptırı

Kilit son maça

Alameti farikası pres olan G.Saray, oyuna fazla kreatif olamayan Torreira-Berkan'la başlayınca defansta 6, ofansta 4 oyuncu olarak ikiye bölünüyor. Dinamo Kiev savunması da ön 4'lüye önlem alınca presli oyun sahadan hızla uzaklaşıyor. Haliyle gol pozisyonu da ona eşlik ediyor! Henüz 6'da çalışılmış bir korner sayesinde Sanchez topu ağlara yollayınc

Azı dişi!

Sara'nın yokluğunu derinden hisseden G.Saray, Hatayspor karşısında tutuk, şut fakiri bir futbol sergiliyor. Dahası "veresiye satan" misali harcadıkça harcıyor bulduğu fırsatları. Bu tabloda tek etken G.Saray'ın kısır oyunu değil. Yeni teknik direktörü ve onun oyuncu seçimleriyle canlanan Hatayspor'un akılcı futbolu da var. Ki 28'de attıkları golle