Sonbahar mutfağının gerçek temizliği, sadece sofrada görünenleri değil, gözle görünmeyen kimyasalları temizlemek olmalı. Size 5 adımda uygulayacağınız bir detoks öneriyorum.
Sonbahar yalnızca doğanın değil, mutfakların da yenilenme zamanı. Peki, mutfağınızda gördükleriniz kadar göremedikleriniz de sağlığınızı etkiliyor olabilir mi Bu noktada mesele sadece mutfağı toplamak ya da hijyen değil, görünmeyen tehlikeleri fark ederek, ailemiz için daha güvenli bir mutfak düzeni kurmak. Güncel araştırmalar da günlük hayatımızda sık kullandığımız gıda kapları, mutfak gereçleri ve temizlik ürünlerinde gizlenen kimyasallara dikkatleri çekiyor.
Hangi kimyasallar tehlike saçıyor
Mutfağınızdaki en sık karşılaştıklarımızdan bahsedeceğim. İlk olarak bazı gıda ambalajları, teflon ve benzer kaplamalardaki PFAS'a değinmek istiyorum. Bu maddeleri 'sonsuz kimyasallar' olarak duymuş olabilirsiniz, kendileri hormon sistemini bozuyor ve birikim yapabiliyor. Uzun vadede üreme, bağışıklık ve metabolik sorunlara yol açabiliyor.
Gelelim BPA ve mikroplastiklere. Bisfenol A, öncelikle çeşitli plastiklerin üretiminde kullanılan bir kimyasal bileşik. Plastik malzeme, özellikle ısındıkça gıdaya zararlı maddeler sızdırabiliyor. Bu, sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de sağlık riski oluşturuyor. Sert plastik üretiminde kullanılan endüstriyel bir kimyasal olan bisfenol A veya BPA, hormonlara duyarlı hastalıklardan olan endometriozis, polikistik over sendromu, yumurtalık, meme, prostat ve tiroit kanserleri ve metabolik bozukluklarla ilişkili etkileri iyi çalışılmış bir endokrin bozucu. Bundan kaçınmak için satın aldığınız ürünlerde "BPA içermez" etiketi arayın. Plastik ürünün geri dönüşüm kodu 3 veya 7 ise dikkatli olmakta fayda var. Burada genel önerim cam saklama kapları, silikon kapaklar ve paslanmaz çelik mutfak gereçlerine geçiş yapmak. Paslanmaz çelik, döküm tava gibi geleneksel materyaller uzun vadede daha güvenli çözümler sunuyor. Science of The Total Environment dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, teflon malzemedeki ufacık bir çizikten yaklaşık 9 bin 100 mikroplastiğin besinlere karıştığı belirlenmiş. Kaplamadaki büyük bir kırığın ise 2 milyon 300 bin mikroplastik ve nanoplastik salınmasına neden olduğu belirtiliyor.
Fırın kaplarına da dikkat
Çok yeni bir araştırma da, meme kanserine yol açabilen 200'e yakın kimyasalın gıda ambalajları ve plastik yapımında kullanıldığını ve bu yolla insan vücuduna geçebildiğini belirtiyor. Pet şişe sulara, pipetlere, plastik poşetlere, plastik kaplardaki yemeklere, plastik kesme tahtası kullanmaya, karton ve plastik bardaklarda soğuk/sıcak içecekler tüketmeye hayır deyin! Hiçbiri sağlığınızdan daha kıymetli değil. Fırın kaplarına da dikkat! BPA içeren plastikleri mikrodalga fırında kullanmak, BPA'nın yiyeceklere geçmesini hızlandırabiliyor. BPA yani bisfenoller, Avrupa Birliği tarafından tüm gıda ambalajlarında yasaklandı. 20 Temmuz 2026'ya kadar bir geçiş süreci öngörülüyor.
Peki ya temizlik malzemesi
Triklosan, uzun yıllar boyunca antibakteriyel koruma vaadiyle mutfaklarımızda ve banyolarımızda yer bulan gizli bir kimyasal. Diş macunu, sabun, deterjan, oyuncak ve hatta bazı mutfak gereçlerinde karşımıza çıkabiliyor. Ancak masum görünen bu madde, düşündüğümüz kadar zararsız değil. Environmental Health Perspectives dergisinde yayımlanan bir araştırmada, 347 anne-çocuk çifti incelendi ve çocukların idrarında yüksek triklosan seviyelerinin, egzama ve alerjik rinit riskini artırdığı ortaya konmuş. İlginç olan şu ki, gebelik döneminde triklosan maruziyeti ile alerjik hastalıklar arasında net bir ilişki bulunamamış, ancak çocukluk döneminde bu risk açıkça görülüyor. Triklosanın bağırsak mikrobiyomu ve inflamasyon üzerine etkilerine dair de pek çok araştırma var. Bu madde FDA tarafından yasaklandı, ülkemizde de çok düşük oranlarda, yüzde 0.3 konsantrasyon oranında kullanılmasına izin veriliyor.