Fethiye'nin Çinlileri
HİKÂYE eski ama etkisi hâlâ devam ediyor.
Fethiye birkaç yıldır çok popüler ama ben uzun zaman önce bu coğrafyayı keşfedenlerdenim.
Her gittiğimde Çinli turistlerin ilgisini merak ederim.
Sabah sahilde yürürken spor yapan Çinlileri görürsünüz; bir restoranda masaların yarısı onlara aittir. Babadağ'a çıkarsınız; yamaç paraşütü sırasındaki kalabalığın büyük kısmı Çinlidir.
Meğer bu işin bir sırrı varmış. Anlatayım.
2018 yılında Çin'de yayın yapan Zhejiang TV; Survivor benzeri "24 Saat" programının çekimleri için Fethiye'ye geliyor.
Çin'in en tanınmış 8 ismi de yarışmacı olarak buraya geliyor.
Kalabalık bir teknik ekip Fethiye'de Çalış Sahili, Şat Burnu, Kuş Cenneti, Kayaköy, Belceğiz, Kıtrak Plajları ile Oyuktepe Yarımadası koylarında çekimler yapıyor.
Haberin DevamıAma çekimlerin uzama ihtimali var.
O sırada Turizm İlçe Müdürü Saffet Dündar'ı Mustafa Argın arıyor ve diyor ki...
"Yaptıklarınızı takip ediyorum. Çinli konuklarımızı otellerimizde ağırlamaya hazırız. Çekimler ne kadar sürerse sürsün, gelsinler bizim misafirimiz olsunlar..."
Mustafa Argın'ı İzmir'den iyi tanırım; girdiği her ortama ayrı bir enerji katar. Fethiye'nin tanınmasında, iyi değişiminde turizmci Mustafa Argın'ın büyük rolü vardır.
Günler süren çekimlerden sonra Çinli ekip teşekkür ederek ülkesine döner.
Sonra ne oluyor biliyor musunuz
Zhejiang TV'nin "24 Saat" programının ilk bölümü 600 milyon kişiye ulaşıyor.
İkinci bölüm daha da fazla izleniyor.
Pandemi öncesinde Fethiye'ye gelen Çinli sayısı 250 bini geçmiş. Sadece Babadağ'da yamaç paraşütü yapan Çinli sayısı 80 bini o dönemde olmuş.
Geçen yıl Fethiye toplamda 2.7 milyon yerli ve yabancı turisti ağırladı. Bunların 85 bini Çinli turistti.
2025 hedefi ise 100 bin Çinli turist.
Turizmciler bu hikâyeyi iyi bilir ve çok da sever.
Bazen bir telefon, bir öneri, bir fikir her şeyi değiştirebilir. Turizmde böyle örnek çoktur.
Fethiye'nin Çinlileri de bir televizyon programının etkisiyle geldiler ve vazgeçemediler.
Haberin DevamıGelmeye, anlatmaya devam ediyorlar.
Mustafa Argın
ÇEŞME'DE HERKES MEMNUN TEŞEKKÜRLER VALİ ELBAN
Örnek olsun diye yazıyorum.
Çünkü biz Çeşme'de yaşıyor ve başarılı olduğunu görüyoruz.
Bir yer popülerleşince beraberinde sorunlar başlıyor. Bu yeni değil, dünyanın her yerinde yaşanmış bir gerçek. Ama iyi yönetenler bu sorunları kontrol altına almayı biliyor.
Çeşme'yi o yüzden örnek gösteriyorum.
Çeşme ve Alaçatı popülerleşince klasik senaryomuz devreye girdi. Trafik kilitlendi. Kaldırımlar işgal edildi. Vale terörü başladı. İşletmelerin kendi hukukunu dayattığı, müşteriyi azarladığı, mafyatik söylemlerin dolaştığı bir ortama dönüştü.
Herkes biliyordu ama kimse dokunamıyordu. Çünkü "Turizm zarar görür" diye düşünülüyordu.
Haberin Devamıİzmir Valisi Süleyman Elban işte bu noktada net bir irade koydu.
Daha İzmir'e atandığının ikinci gününde Çeşme'de bir cinayet oldu. Bardağı taşıran damla buydu. Vali Elban oturdu, karar aldı. İzmir'den her gün ortalama 500 polisi Çeşme'ye gönderdi. Bodyguard ve vale sistemine "dur" dedi. Kolluk sayısını iki katına çıkardı. Ve en önemlisi şu mesajı verdi.
"Kuralsız turizm olmaz."
Geçen yaz Çeşme'de yürüyen herkes bunu gördü. Sadece giriş çıkışlarda değil, sokaklarda da huzur vardı. İşletmeler bunu destekledi. Müşteriler rahat etti. Birçok esnaf "Denetimler iyi oldu" dedi. İnsanlar huzurla gezdi.
Uzun zamandır; bir taşkınlık, bir tatsızlık haberi duymadık. Polisin varlığı oraya eğlenmeye, dinlenmeye geleni de rahatlattı.
Haberin DevamıElban'ın yaklaşımı önemli. Çünkü otoriter değil, düzen kurucu bir model öneriyor. Diyor ki...
"Kimseyi ekmeğinden etmeyeceğiz. Eğlenmeye geleni rahatsız etmeyeceğiz. Ama profesyonel bir sistem kuracağız."
Bence tam da ihtiyaç olan bu. Çünkü turizmde bir marka değeriniz varsa onu koruyacaksınız.