Bazı olaylar sembol olur
BAZEN bir cinayet sadece bir hayatı değil, bir toplumun vicdanını da yaralar.
İşte Mattia Ahmet Minguzzi'nin öldürülmesi böyle bir olay.
15 yaşında bir çocuk
İtalyan bir babanın, Türk bir annenin evladı.
İstanbul'un göbeğinde, Kadıköy'de
Gündüz vakti, insanların alışveriş yaptığı bir bit pazarında bıçaklanarak hayattan koparıldı.
Bu olay sadece bir 'gençlik şiddeti' vakası değil.
Bir çocuğu koruyamadığımızı yüzümüze tokat gibi çarpıyor.
Davayı takip ediyorum.
Sanıklar 15 ve 16 yaşında.
Çocuğa karşı kasten öldürme suçlamasıyla yargılanıyorlar.
Alabilecekleri maksimum ceza, indirim uygulanmazsa 24 yıl.
Ailenin avukatı Rezan Epözdemir, duruşma öncesi konuştu:
"Bu olay bir anda, rastgele olmadı. Failler daha önce parkta Ahmet'i tehdit etti. O gün pazara inmeden önce iki gruba ayrılıp onu aradılar. Yani bu bir tesadüf değil. Bu, planlı bir organizasyon."
Epözdemir'e göre o anki refleksle değil, bilinçli ve organize bir eylem bu.
Ve en can yakıcı olanı da şu
Sanıklardan biri daha önce ifadesinde hiç yer almayan, tutuklama sırasında bir anda ortaya attığı bir 'Hakaret etti' iddiasıyla haksız tahrik indirimi almaya çalışıyor.
Bu ülkede kadın cinayetlerinde de çocuk ölümlerinde de ezberlenmiş, kurgulanmış bu senaryoları çok gördük.
Ama artık görmek istemiyoruz.
Ailenin şikâyeti üzerine yeni deliller araştırıldı.
Kamera kayıtları, HTS sinyalleri, tanık beyanları derken iki fail daha ortaya çıktı.
Bugün itibariyle dört kişi tutuklu.
Soruşturma sürüyor.
Ahmet hayatta değil.
Bir çocuğu daha göz göre göre kaybettik.
Otomotivde 'elektrik her şeyi çözecek' denemez
BİRKAÇ yıldır otomotiv dünyasının en önemli organizasyonlarından biri olan Autopromotec fuarı için Bologna'ya gidiyorum.
Avrupa'da otomotiv satış sonrası hizmetlerinin nabzı burada atıyor.
Bu yıl 60'ıncı kez düzenleniyor.
Evet; tam 60 yıldır bu fuar sadece yedek parça değil, otomotivin geleceğini de konuşuyor.
Beni heyecanlandıran şu
Bu sene artık otomotivde de yapay zekâ konuşulacak.
Çünkü bugün bir otomobil sadece dört lastik ve bir motor değil.
Artık arabaların beynine yazılımlar, sensörler, algoritmalar giriyor.
Seviye üç otonom araçlar Avrupa yollarına çıktı bile.
Yani artık direksiyonu bırakıp ön cama değil, ekranlara bakma devri.
ADAS sistemleri (Advanced Driver Assistance Systems) her geçen gün daha yaygın hale geliyor.
Arabalar kendi kendini koruyor, şeritte tutuyor, gerekirse fren yapıyor.
Ama bir gün sizden de korur mu, orasını bilemem
Peki, sadece elektrikli mi
Hayır, içten yanmalı motorlar da hala burada.
Üstelik hibritlerle evriliyorlar.
Yani kimse, 'Elektrik her şeyi çözecek' demesin.
Otomotiv hibrit bir dönüşüm yaşıyor.
Ve bu da yepyeni iş kolları doğuruyor.
Fuar öncesi aldığım notlarda beni en çok etkileyen cümle şu oldu:
"Gelecekte bir parça değiştiğinde, sadece parça değil, içerideki tüm kontrol üniteleri yeniden ayarlanacak."
Yani artık tamir değil, yeniden programlama dönemi başlıyor.
Arabalar birer bilgisayara dönüşürken, ustalık da yazılım bilmekten geçecek.
Daha sürdürülebilir, daha bağlantılı, daha akıllı araçlar olacak.
Ama şunu da söyleyeyim.
O eski 'kontağı çevir, gaz bas' hissi bambaşka bir şeydi.
Şimdi arabalar bize, 'Gaza gerek yok, ben hallederim' diyor.
Bologna'daki Autopromotec fuarı işte tam da bu dönüşümün panoraması.
İtalya'nın otomotiv ihracatında yüzde 90'lara ulaşan başarısının arkasındaki zeka burada sergileniyor.
Bu yıl sadece ürünler değil, vizyonlar yarışacak.
FIGIEFA (Otomotiv Uluslararası Satış Sonrası Distribütörleri Birliği), BIPAVER (11 üye Avrupa ülkesini temsil eden lastik yeniden kaplama sanayi birliği) gibi dev birlikler yıllık toplantılarını bile bu fuara taşıyor.