Avrupa böyle yapıyor Arsasını temizlemeyenlere denetim ve ceza şart

Yazla birlikte orman yangınları da arttı. Aslında bu sadece bizi ilgilendiren bir konu değil.

Avrupa Birliği bir süredir bu konuda raporlar yayınlıyor, hazırlıklar yapıyor.

Ve daha önemlisi bir dizi önlemler paketi açıklıyor.

Yunanistan'dan bir örnek vereyim.

Arazi sahipleri temizlik yapmazsa ağır cezalarla karşılaşacak. Yunanistan'da 1 Nisan 2025'ten itibaren vatandaşlar, yangın önleme amacıyla arsa ve tarlalarını temizlemek ve bunu İklim Krizi ve Sivil Koruma Bakanlığı'nın sitesinde 30 Nisan'a kadar bildirmek zorundaydı. Uymayanlar için ağır cezalar var. Bildirim yapmayanlar bin euro, yanlış beyanda bulunanlar ise 54 bin euroya kadar para cezası ve iki yıla kadar hapisle karşı karşıya kalacaklar. Temizlik yapılmazsa, belediyeler çalışmayı gerçekleştirip masrafı arazi sahibine yansıtacak.

Haberin Devamı

Yani tek bir kuru otun arazide olmasını istemiyorlar.

Çünkü Yunanistan da bizim gibi yangınlarla boğuşuyor.

Bir örnek de Portekiz'den

Portekiz'in polis gücü Ulusal Cumhuriyet Muhafızları (GNR), orman yangınlarını önlemek amacıyla zorunlu arazi temizliği için sürekli denetimler yapıyor.

Portekizli arazi sahiplerinden, orman yangını riskini azaltmak için mülklerindeki çalılıkları temizlemeleri isteniyor. Bunu yapmayanlar 5 bin euroya kadar para cezası ödeyebiliyor.

Arazi şirkete aitse 60 bin euroya kadar çıkabilen para cezaları var.

Türkiye'deki yangınların çoğu insan hatalarından kaynaklanıyor, dünyada da öyle

Avrupa'nın birçok ülkesinde boş araziler için uygulanan denetimler, yaptırımlar Türkiye'de de geçerli olmalı.

Belki de devletler bu tür anlaşmalara imza atmalı.

Çünkü iklim değişiyor, şartlar değişiyor ve biz bu dünyada yaşamaya devam ediyoruz.

İklim değişiklikleri giderek yönetilmesi zor şartları önümüze getiriyor.

Bu böyle gidemez.

Bu yangınlar hepimizin vicdanını yaralıyor.

Ve insan hatalarını en aza indirmek zorundayız.

Yangınlara karşı bir

kültürümüz var mı

Yangın mevsimi geldiğinde reflekslerimiz hep aynı

Panik, öfke, suçlu arayışı

Haberin Devamı

Ama asıl soruyu yeterince sormuyoruz.

Yangınlara karşı bir kültürümüz var mı

Avrupa ülkeleri bu konuda yıllardır zihniyet değişimi yaratmaya çalışıyor.

Sadece kurallar koymuyorlar, sorumluluğu paylaştırıyorlar.

Bir arazinin sahibi, o toprağın kaderinden de sorumlu sayılıyor.

Denetim, yaptırım, bildirim zorunluluğu var.

Kamu otoritesi "özgürlük" ile "sorumluluk" arasındaki dengeyi kuruyor.

Bizde ise "sahip olmak" ile "korumak" arasındaki bağ zayıf.

Toprak mülk sayılıyor ama emanet görülmüyor.

Bir arsa boşsa, kendi haline bırakmak neredeyse doğal bir hak gibi düşünülüyor.

Sonuç

Yangın riski büyüyor.

Suç insana ait, faturası doğaya kesiliyor.

Artık şu gerçeği kabul etmeliyiz.

Haberin Devamı

İklim değişikliği bize yeni ödevler yüklüyor.

Önlem almak lüks değil, zorunluluk.

Ve bu sorumluluk hem bireye hem devlete düşüyor.

Kültürümüzü değiştirmeden bu yangın döngüsünü kıramayız.

Kabul, hayat durmaz

ama biraz da özen ister

İnsan her zorluğa alışıyor. Başından kötü bir şey geçse hayata devam ediyor. Geçen gün de yazdım. Çeşme'ye doğru alevler yükselirken; eğlence yerleri sesi kısmadı, azaltmadı. Elbette bu ülkede neler yaşandı. Her şehit haberinden sonra insanlar sokağa çıkmaya çekindi, eğlence mekanlarında ne yapacaklarını şaşırdılar. Ama bir süre sonra hayat devam etti. Ben de devam etmesinden yanayım. Yoksa bu dünya çekilmez hale gelir. Ancak alevler yükselmişken, yollar kapanmışken, köyler, evler boşaltılırken; herkesin gözü kulağı yeni bir haber beklerken biraz özen, biraz dikkat gerekir.