6 Şubat Türkiye için bir milattır

Depremleri, bu acıyı unutmamız mümkün değil.

Geçen gün Gaziantep'teydim.
Bölgede hala yıkıcı depremlerin etkisi hissediliyor.
Ki; Gaziantep en az etkilenen illerimizden biriydi.
Maraş'a, Malatya'ya, Hatay'a da gittim; buralardaki travma hala sürüyor.
Devlet, sivil toplum örgütlerimiz, gönüllülerimiz vatandaşımızı yalnız bırakmadılar belki ama bu yaraların sarılması yıllar sürecek.
Ve tabii ki kayıplarımız için hala yas tutuyoruz.
11 kentte toplam 14 milyon insanımız bu afetten doğrudan etkilendi.
Hasar ve kayıplarımız çok daha az olabilirdi.
Türkiye bir deprem ülkesi olmasına rağmen ne yazık ki yeterli hazırlığımız olmadı.
Bu depremlerden hepimizin dersler çıkarması gerekir.
Örneğin Türkiye bir daha imar affını konuşmamalı; Meclis'te teklif dahi edilmemeli.
Aslında devletin vatandaşıyla barışmasından daha doğal bir şey olamazdı.
Barıştı da; ama sonuçları görüyorsunuz.
Türkiye'nin çok hızlı kentsel dönüşüme ihtiyacı var.
31 Mart seçimlerine giderken birçok adayın bu konuya ele aldığını, seçim kampanyalarını kentsel dönüşüm üzerine kurguladığını görüyoruz.
Buna seviniyorum çünkü Türkiye birçok konuda atılımlar yaptı ama modern kentleşme konusunda ne yazık ki potansiyelinin çok altında kaldı.
Tekrarlıyorum
Bundan sonra vatandaş imar affı talebini dillendirmemeli.
Siyasetçilerimiz ister imar barışı deyin ister af deyin hiçbir şekilde bu konuyu gündeme almamalı.
6 Şubat depremleri Türkiye için bir milattır, bunu herkes böyle bilmeli.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı


Tarımda 50 milyar dolar gibibir hedefimiz neden olmasın


Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği (TAGYAD) Yönetim Kurulu Başkanı; Uluslararası Tarım Gazetecileri Federasyonu (IFAJ) İcra Kurulu Üyesi ve Hürriyet Ege Yazarı İsmail Uğural'ın bir yorumu var.
Uğural şöyle diyor.
"Bana göre tarım ve gıda sektörümüzün temel çelişkisi budur.
Başka bir ifadeyle, ihracat performansı mevcut potansiyelin çok altında kalmaktadır. Türkiye, 2023 yılını bu sektörde, büyük bir ihtimalle, 26 - 27 milyar dolar dolayında ihracat ile kapatacaktır.
Evet, Türkiye tarım - gıda dış ticaretinde net ihracatçı konumdadır, bu sonuç elbette gurur vericidir ancak neden daha fazla ihracat yapmıyoruz ya da yapamıyoruz
Tanımlanmış bir vadede; söz gelimi 2035 yılı için niçin 50 milyar dolar gibi bir hedefimiz olmasın
Neden mesela; hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatımız yüzde 100 artışla 26 - 27 milyar dolar olmasın
Neden yaş meyve, sebze ve mamulleri sektörümüzün 10 milyar dolarlık bir ihracat hedefi olmasın
Bu örnekleri rahatlıkla çoğaltabiliriz.
Bu güzel ülkenin çok ciddi bir tarım, gıda, odun dışı orman ürünleri ve hatta bu kategoride kabul edilmese bile önemli bir tarımsal mekanizasyon ihracatı potansiyeli var.
İhracat yol göstericidir; disiplin ve terbiye edicidir. İhracat yüksek katma değerli üretimi, yeni teknolojileri, yenilikçiliği (inovasyonu) ve Ar-Ge'yi teşvik eder.
İhracat aslında çiftçimizin görünmeyen dostudur. İhracat, 'Akıllı Tarım Ülkesi' olma hedefinin başlangıç noktasıdır.
Peki bu nasıl olacak İşte asıl soru ve sorun burada
Önce bu sorunsalı bir öncelikli politika seçeneği kabul edip, sonra eyleme geçeceğiz. Tabii yol haritası da bu çerçevede hazırlanacak.
Sonuç itibarıyla tarım ve gıdada ihracat gerçeğini algılamadan ve bu doğrultuda somut hedefler koymadan yürümek, bizleri yalnızca bir kısır döngüyle karşı karşıya bırakmaktır. Nitekim yaşıyor olduğumuz gerçek de ne yazık ki budur.
Oysa Türkiye'mizin ihracat odaklı tarım ve gıda politikalarına acil ihtiyacı bulunuyor.
Tarım ve Orman Bakanlığımız ile birlikte Ticaret Bakanlığımızı tarihi bir görev beklemektedir."
Katılıyor ve Türkiye'nin daha iyisini yapacağını biliyorum.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı


Lezzetle sağlık bir arada olmalı


İtalyanlar gastronomiyi en iyi anlatan ülkelerden biri Bunun için lezzet ile sağlığın geleneksel buluşmasını anlatan İtalyan Mutfağı Haftaları yapıyorlar. Son yıllarda sürdürülebilirlik ve yerel gıda değerlerini ön plana çıkarıyorlar. İyi ki de yapıyorlar. Türkiye'de de bu konuda önemli adımlar atılıyor artık