İskandinav dayanışması

İsveç ve Finlandiya, NATO'ya yaptıkları üyelik başvurusuna "Evet" demesi için Türkiye'yi iknaya çalışıyor. Bunun için de iki ülkeden heyetler, bu hafta Ankara'ya geldi. Türkiye taleplerini yazılı iletti, şimdi top İskandinav ülkelerinin sahasında. Hiç kuşku yok ki İsveç'in işi, terör örgütü YPG'ye verdiği silah, para ve büyük siyasi destek sebebiyle Finlandiya'ya kıyasla göre daha zor. Peki bu müzakereler şöyle sonuçlanabilir mi: Finlandiya'nın NATO'ya girdiği, İsveç'in Türkiye'nin vetosuyla İttifak'ın dışında kaldığı bir tabloKulislerden edindiğim izlenim, bunun pek mümkün gözükmediği şeklinde. Bir anlaşma olacaksa, bu, muhtemelen bir "paket" şeklinde olacak. Sadece Finlandiya'nın üyeliğinin Finlandiya'yı bile memnun etmeyeceği, hatta rahatsız edeceği şeklinde. Sebebi basit: Ortada bir "Nordic" yani "İskandinav" dayanışması da var. Hatta diyebiliriz ki, İsveç'i dışarıda bırakan bir Finlandiya üyeliği, Finlandiya için en kötü senaryolardan biri. İşin bir diğer boyutu ise, tüm NATO ülkeleri "iki ülkenin üyeliğini" desteklerken sadece Finlandiya'nın İttifak'a alınması, işi daha da karmaşık hale getirecek. Bu süreçte Finlandiya'nın İsveç'e belli adımları atması konusunda telkinleri de olacaktır.İsveç'in tavrı not edildiTabloya Türkiye perspektifinden bakınca görünen şu: Finlandiya bu süreçte Türkiye'yi dinlemeye, itirazlarını anlamaya dönük bir çaba içinde oldu. Buna karşılık İsveç'in diyaloğa Finlandiya'ya kıyasla daha kapalı olması Ankara'da not edildi.Örneğin Türkiye'nin taleplerine dönük gelen açıklamalar da dikkatle izleniyor. Silah ambargosunun kaldırılması talebi masadayken, İsveç yönetiminden gelen "Topyekûn bir ambargodan bahsedemeyiz, konuyu olay olay irdeliyoruz" şeklindeki açıklama... Aynı şekilde Dışişleri Bakanı Ann Linde'nin "Teröre destek vermiyoruz" sözleri ya da "Bütçeden ayrılan para YPG'ye değil, Kuzey Suriye'nin kalkınması için harcanacak" gibi beyanlar... Ankara, masaya koyduğu taleplere karşılık bu tür cevaplar verilmiş olmasından da rahatsız. Bir başka deyişle, Türkiye şu ana kadar İsveç'in üyeliğine dönük itirazını ortadan kaldıracak ne bir adım ne de bir işaret görmüş durumda.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6763008;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6763008;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlardeniz-kilisliogluiskandinav-dayanismasi-6763008' });Seçimler olmasaydı...Türkiye İsveç'ten, YPG'lilerle görüşmeleri kesmesini, Suriye'de bu örgüte destek vermemesini, iade taleplerini yerine getirmesini bekliyor. Bu meselenin İsveç iç siyaseti üzerindeki etkisini geçen haftaki yazımda paylaşmıştım. Ancak 11 Eylül'de İsveç'te yapılacak parlamento seçimleri de, siyasilerin göz ardı edemeyeceği bir gerçek.İsveç'te Andersson yönetiminin hareket alanı, seçimler olmasaydı belki daha geniş olabilir ve uzlaşı için anlamlı adımlar atabilirdi. Ama hiç kuşkusuz, her ne adım atılacaksa, bunun Madrid'de Haziran ayında yapılacak NATO zirvesine kadar atılması gerekiyor. Heyetler Ankara'dan ayrılırken, Türkiye'ye yanıt için bir takvim sözü vermedi. Türkiye, "acelesi olan tarafın İskandinav ülkeleri" olduğunun bilinciyle beklemeye devam ediyor.'Masdar' açılımıBu hafta, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı