ABD ve Batı'ya 'tutuklu' uyarısı

"Batılı ülkeler ve İran nükleer anlaşmaya hiç olmadığı kadar yakın" Malum bir süredir 2015'te imzalanan ve 2018 yılında ABD eski başkanı Donald Trump'ın tek taraflı çekildiği anlaşma yeniden canlandırılmaya çalışılıyor.İngiltere, Çin, Fransa, Almanya ve Rusya'nın doğrudan, ABD'nin ise dolaylı katıldığı görüşmelere dair Viyana'dan gelen bilgiler bu yönde. Elbette çözülmesi gereken bir dizi sorun da var. Mesela İran bir daha ABD yönetimlerinin anlaşmadan tek taraflı çekilmeyeceğine dair siyasi garanti (Kongre'den bir karar) istiyor.Ayrıca ABD'nin uluslararası şirketlere İran'da ticaret yapmamaları için uyguladığı baskıyı sona erdirmesini ve bu yönde garantiler vermesini de talep ediyor. Bu garantilerin nasıl karşılık bulduğuna dair bir netlik yokancak gizli yürüyen görüşmelerle ilgili basına sızan birkaç bilgi var. Buna göre ortada 20 sayfalık bir taslak metin var. Taslağa göre, İran uranyum zenginleştirmeyi yüzde 5 ile sınırlandırırsa ilk aşamada Güney Kore bankalarında ABD yaptırımlarıyla dondurulmuş 7 milyar dolarlık İran fonları serbest bırakılacak.Müzakerelere dair bir başka boyut, İran hapishanelerinde tutuklu ABD ve batılıların durumu. ABD de İran da kamuoyuna bu konunun müzakerelerle irtibatlı olmadığını söylese de, perde arkasında "tutukluların serbest bırakılması" için ayrıca bir çaba olduğu biliniyor.Bunun hayata geçirilebilmesi için en aktif isim Barry Rosen. Rosen ABD-İran diplomatik ilişkilerini koparan 1979 Tahran Elçiliği baskınında rehin alınan 52 diplomattan biriydi. 444 gün boyunca İran'ın elinde olan ve o sürecin 6 ayını İran hapishanesinde geçiren Rosen'le bu süreci konuştum.İç içe geçmiş iki başlıkRosen, İran hapishanelerinde geçirdiği dönemi "Tüm o süreçte sadece ikikez, toplamda 20 dakika dışarı çıkarıldım" sözleriyle anlattı ve İran'ın 79'dan bu yana "tutukladığı" kişileri "rehine manivelasına dönüştürdüğünü" ve bunu bir dış politika kozu olarak kullandığını, bunun artık son bulması gerektiğini söyledi.Son olarak Ocak ayında nükleer müzakerelerin yapıldığı Viyana'daki Coburg Palas'ın önünde "İran hapishanelerindeki 'rehineler' serbest bırakılmadan anlaşmaya imza atılmamalı" talebiyle açlık grevine başlayan Rosen, 5 gün boyunca bu eylemini sürdürmüştü. Eski diplomat, gelinen son aşamayıdeğerlendirirken"Tam olarak hangi konularda anlaştılar bilmiyorum. Ama ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley ile yaptığım görüşmede bana doğrudan söylediği şey 'Amerikalı rehineler özgürlüğüne kavuşmadan, İran ile nükleer meselede bir anlaşmaya varılamaz' oldu" dedi.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6704317;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6704317;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlardeniz-kilisliogluabd-ve-batiya-tutuklu-uyarisi-6704317' });Rosen bu iki konunun artık iç içe geçmiş olduğunu söyledi ve ABD'den 'tutukluların serbest bırakılması' garantisini almadan bu anlaşmayı imzalamamasını istedi, "Aksi, dış politikaya bir darbe olur" ifadelerini kullandı. Rosen'ın benzer bir uyarısı da Avrupalı ülkelere:"İran hapishanelerinde bildiğimiz 4 Amerikalı var. Diğer Batılı ülke vatandaşlarını da eklediğimizde (İngiliz, Fransız, Alman, Avusturyalı ve İsveçli) bu sayı iki düzineye çıkıyor. Bu çok uluslu bir yaklaşım gerektiriyor. Bu sadece ABD'nin rehine dosyası olarak masada kalmamalı."ABD hapishanelerinde kaç İran tutuklu olduğu ve bu kişilerin durumlarının müzakerelerin bir boyutu olup olmadığı ise