Dünyanın bitmeyen sınavı: Mülteciler

20 Haziran Dünya Mülteci Günü'ydü. Halen savaşlar ve çatışmalar nedeniyle 100 milyondan fazla insan yerlerinden edilmiş durumda. 23 ülkede süren çatışmalardan doğrudan ya da dolaylı etkilenen nüfusun toplamı 850 milyon. Daha da önemlisi, artık çatışmaların süreleri uzuyor, bu da mültecilerin geri dönüşlerini zorlaştırıyor.Son dönemde bu trajik tablo Ukrayna savaşıyla bir kez daha dünyanın gözleri önüne serilmiş olsa da, yanı başımızda Ukrayna'dan daha vahim ve artık 10. yılını geride bırakmış ama hâlâ sonu görünmeyen bir Suriye savaşı var. Bugün 4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapan Türkiye, bu insanların geri dönüşü için uygun şartları sağlamak için uzun süredir Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'yle çalışıyor. Bu çalışmanın ayrıntılarını bu hafta Türkiye Temsilcisi Philippe Leclerc'e sordum. Leclerc, her hafta ortalama 800 mültecinin Suriye'ye döndüğünü anlattı:'Şartlar tam oluşmadı'"Geniş çaplı dönüş için Suriye'de gerekli şartların tam olarak oluşmadığı görüşündeyiz ama bu, Suriye halkının kendi kararı. Suriyelilerle düzenli olarak fikir alışverişinde bulunuyoruz. Dönenlerin birçoğu İdlib ya da Halep'e gidiyor. Deyrizor ve Rakka'ya döneceklerini söyleyenler de var. Dönenler, ailelerden ziyade ağırlıklı olarak Suriyeli erkek vatandaşlar. En önemli dönüş gerekçeleri de geride kalan aileleri..."İçişleri Bakanlığı, "Suriye'ye dönenlerin" toplam sayısını 490 bin olarak açıklamıştı. Bu kümülatif bir rakam ve sayının artması için Suriyelilerle düzenli görüşmeler yapılıyor. BM Temsilcisi Leclerc, Türkiye'nin 16 ilinde merkezleri olduğunu hatırlatarak, "Hatay, Şanlıurfa, Kilis gibi şehirlerin yanı sıra Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı İstanbul gibi bölgelerde de görüşüyoruz. Onlarla yapılan konuşmalarda nereye, neden gitmek istediklerini soruyoruz" dedi.BM Temsilcisi, Türkiye'deki mülteci tartışmalarını endişeyle izlediklerini de vurguları, "Bu durum iç siyaseti etkilemeye başlayınca, mülteciler için iyi bir sinyal olmuyor" ifadelerini kullandı. Leclerc, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Dünya Mülteci Günü'nde verdiği "Birkaç yüz mülteciyi misafir edenler bunu reklam aracı olarak kullanıyor" sözlerini de doğru bulduğunu söyledi, "Almanya'yı hariç tutarsak, en fazla mülteciyi barındıran 5 ülke içinde Batılı ülkeleri görmüyoruz" dedi.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6779229;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6779229;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlardeniz-kilisliogludunyanin-bitmeyen-sinavi-multeciler-6779229' });Yerlerinden edilenlerden2021: 89.3 milyon 2018: 70.8 milyon 2011: 40 milyon Mülteci: 27.1 milyon Sığınmacı: 4.6 milyonKamplara gidemediGeçen hafta Birleşik Krallık'ın mültecileri Ruanda'ya gönderme planını anlatıp, bunun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıyla suya düştüğünü yazmıştım. Galler Prensi Charles'ın, yakın çevresine bu planının "korkunç" olduğunu söylediği iddia ediliyordu. Bu yüzden Prens Charles'ın, İngiliz Milletler Topluluğu'nun (geçmişte ya da günümüzde Birleşik Krallık'ın parçası olan ülkelerin oluşturduğu koalisyon) Ruanda'daki toplantısında ne söyleyeceği merak ediliyordu. Prens, konuyu açmadı bile. Gazetecilerin asıl sıkıştırdığı kişi, o toplantıya katılan Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson'dı. Johnson, Prens'le yaptığı toplantının ayrıntıları sorulduğunda yanıt vermekten kaçındı ancak Kraliyet'in mesafeli durduğu söylenen Ruanda'ya mülteci gönderme planının "Bu ülkeyle ilgili önyargılar var" diyerek arkasında durdu. Johnson'ın mültecilerin tutulacağı kampları gezmemesi ise dikkat çekti.Veliaht Prens'ten telgrafSuudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, bu hafta bölge turu kapsamında önce Mısır, ardından Ürdün'e gitti, son olarak da Türkiye'ye geldi. Mısır ziyaretinde iki ülkenin altyapı, yenilenebilir enerji ve ilaç endüstrisi alanlarında faaliyet gösteren özel şirketleriyle 7.7 milyar dolarlık 14 yatırım anlaşması