"Kritik eşik"te "süreç"i akamete uğratan handikapların başında iktidardakilerin siyasî ikbal hesaplarının yanısıra YPG/SDG'nin Şam'la entegrasyona ayak diretmesi geliyor.
Her birinde yüzlerce sivilin katledildiği HTŞ'nin Süveyde'de Dürzîlerle, Lazkiye, Tartus ve Halep'te Alevîlerle kanlı sokak çatışmalarının, saldırıların alevlendiği sırada "10 Mart mutâbakatı"nın son tarihi 31 Aralık'a günler kala Suriye'de belirsizlik sürüyor.
Mâlum "mutabakat"la, PYD/SDG'nin biri Türkiye sınırında konuşlu Rakka, Deyrizor ve Haseke'de üç tümenle yeni Suriye ordusuna katılması, örgütün 70 isminin Suriye ordusunun emir komutasında listelenip, Savunma ve İçişleri bakanlıklarıyla Genelkurmay Başkanlığı yardımcılıklarının tahsisi deklâre edilmişti.
Ancak ABD, İngiltere ve İsrail'in cüretlendirmesiyle "Suriye PKK'sı"nın "otonomi"den "devletleşme"ye onca tâvizi de yeterli bulmadığı, idarî görev ve yetki dağılımına, kurumların Şam'a bağlanmasına karşı "adem-i merkeziyetçilik"te ısrar ettiği görülüyor.
İDARİ, ASKERÎ VE GÜVENLİKLE İLGİLİ YAPILARDA UZLAŞMAZLIK....
Öncelikle Şam'ın "her bir tümenin 5 bin kişiyle sınırlı olması" şartına karşı PYD/SDG "20 bin militan olması"nda direniyor. Sınırları, sınır kapılarının kontrolünü Suriye hükûmetine vermiyor.
Bölgedeki petrol ve enerji yataklarının devlet kurumlarınca yönetilmesini, işletilmesini, gelirlerin genel bütçeye aktarılmasını kabul etmeyip güdümünde tutuyor.
Keza askerî karar alma mekânizmasını girmeyen PYD/SDG, Suriye güvenlik güçleriyle ordunun kuzeydoğu Suriye'ye -PYD/SDG bölgesine- girmesini reddediyor. Pazarlıklarla güvenlik teşkilâtında ve askerî komutada atamalar istiyor. (Mepa News, Suriye Tv, 26.12.25)
Böylece, ülke nüfusunun yüzde 7-8'ini kontrol etmesine mukabil, su ve enerji kaynaklarının yer aldığı verimli toprakların yüzde 30'unu işgal eden örgütün, terörist başı telkinli "stratejik özerklik / federalizm"le 100 bin silâhlı militanının "polis gücü" yapılmasıyla emperyal ecnebîlerin "BOP tefrika plânı"na zemin hazırlanıyor.
Bu yüzden PYD/SDG'yle sahada bir sonuç üretilememesi, net bir takvimin belirlenememesi ve söylemlerin sözde kalmasıyla Suriye'nin bölünüp parçalanması Dışişleri Bakanlığı'nca resmen tescilleniyor. (gazeteler, 26.12.25)
Neticede "10 Mart mutabakatı" berhava olurken "PKK'nın Suriye kolu", Ankara'nın önerdiği "sınır kapılarını Şam'a devretme"ye, "orduyla tam entegre"ye yanaşmıyor. İdarî, askerî ve güvenlikle ilgili yapılarda anlaşmazlık ve uzlaşmazlık daha da derinleşerek soru işaretleri artıyor.
"İLERLEME, ANLAŞMA VE ENTEGRASYON YOK..."

15