"Seçim kumpasları"na dikkat

Bütün kamuoyu araştırmalarında "parlamenter sistem işbirliği"nin cumhurbaşkanlığıyla Meclis seçimlerinde önde olduğu ortada.Ne var ki devlet imkânlarını hoyratça kullanan, dinî değerleri istismar eden ve istibdada dönüşen "otoriter yönetim"in komploları devam ediyor. "Tek kişilik sistem" referandumunda sandıkların açılmasına çeyrek kala iki buçuk milyon mühürsüz oyun kanuna aykırı olarak "geçerli" sayılması ve İBB seçimlerinin YSK'ya "iptal ettirilmesi"nde olduğu gibi "iktidar cephesi"nin her türlü hile ve oyuna başvurması endişesi sürüyor; ki her fırsatta bunun sinyalleri açıkça çakılıyor. Bundandır ki demokratik muhalefetin hiçbir hile ve manipülasyonunun sökmeyeceği, hiçbir algı operasyonunun aşamayacağı açık ara ile kazanmasının mutlaka temini gerekiyor. OYUNLAR İŞE YARAMAYINCA... Bu noktada, daha sürecin başında HDP'nin kamuoyuna deklare ettiği on bir maddelik "demokrasi tutum belgesi"nde başta "Kürt sorunu" olmak üzere "bütün sorunları konuşarak, müzâkere ederek, diyalogla, demokrasiye, adâlete, barışla çözme" çağrısı; teröre karşı siyaseti esas alması, öteden beri iktidar mahfillerinden pompalanan ifsadları boşa çıkardı. Özellikle Kandil'den peşpeşe savrulan "tehditler"e karşı başta eski ve yeni eşbaşkanlar olmak üzere partinin yetkili kurullarının ülkenin bütünlüğünde demokratikleşme zeminde "Türkiye partisi" esasıyla "demokrasi ittifakı bileşenleriyle, kamuoyu önünde bütün kesimlerle istişareyle ortak aday belirleme" perspektifinin ilânı vaziyeti ele veriyor. Tam da terör örgütünden HDP'ye ve cezaevinde altıncı yılını dolduran Demirtaş'a ağır eleştirilerin savrulduğu sırada terör örgütü, bir defa daha otoriter yönetime destek verme komplosunda. Mersin saldırısıyla sırıtan haliyle son safhada AKP'nin iktidarı kaybettiği 7 Haziran (2015) ile 1 Kasım arasındaki gibi kargaşa ve kaos için terörü alevlendirme denemeleri bundan. Bundandır ki AKP iktidarında mesajı milyonlara okutulan, mektubu Kandil ve Avrupa'daki terör örgütü elebaşlarına ulaştırılan Öcalan'ın