"Saray ekonomisi"nin sonu
Yıllardır tekrarlanan "enflasyonun düşeceği" vaadlerinin aksine gittikçe azan, "tepeden tâlimatlı" rakamlarla dahi yüzde 75'i aşan, gerçekte en az iki katı olan enflasyonlu "ekonomi politikası"na karşılık, iktidar partisi sözcüsünün "ekonomi yönetimimiz ne yaptığını biliyor, öngördükleri takvim kusursuz işliyor" propagandası her haliyle sırıtıyor.
İFLASIN BEDELİ HALKA ÖDETİLİYOR...
Hatırlanacağı üzere AKP'li bakanlar dolar tek haneli rakamlarda iken "Doların '20-25 lira olacağı'nı yayıyorlar; TL zaten dibe vurmuş, daha gideceği yer yok, herkes rahat olsun" diye söz verdiler. "Doların 10 lira olacağını" öngören akademisyenlere ve gazetecilere soruşturma açılıp cezâlar kesilirken, "asla olmaz" dedikleri doların 30 lirayı aşmasına seyirci kaldılar.
Cumhurbaşkanı ile atadığı bakanların her defasında "bu bahar', 'bu yaz', 'bu sonbahar düşecek!" diye söz verdikleri enflasyon kat kat katlandı. Böylece Cumhurbaşkanı ile bakanlarının kendilerinden menkul "enflasyonu hızla düşürme kabiliyetine sahibiz!" övgüleri "o halde neden hızla düşürmüyorsunuz" sorularıyla her defasında boşa çıktı.
Ne var ki "Ben ekonomistim, ekonominin sorumlusu benim ben!" diyen Cumhurbaşkanı ile "Neo klasik ekonomi düşüncesinden, epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım"dan, "davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi"den dem vuran Hazine ve Maliye eski Bakanı'nın "icâdı" mâlum Kur Korumalı Mevduat faizine 800 milyar hebâ edilmesi garabetlerine yenileri ekleniyor.
Görünen o ki alây-ı vâlâ ile açıklanan "tasarruf paketi"nde 100 milyarlık tasarrufa karşılık bir kalemde "yandaş şirketler"in 300 milyar borcunun silinmesi çarpıklığı yine tekrarlanıyor. Krizin yükünün halka yüklenmesine, yüzde 68'i dar ve sabit gelirlilerden toplam 206 milyar toplanmasına mukabil, "iktidara iliştirilmiş dolar garantili şirketler"in vergilendirilmemesi, "servet vergisi"nin geri çekilmesi ve sermayeden 2.5 trilyon vergi tahsilinden vazgeçilmesiyle ekonomik iflasın bedeli bütünüyle halka ödetiliyor.
"DEZENFLASYON POLİTİKASI"NIN AKIBETİ!
Asgari ücretin üzerine çıkan "açlık sınırı"nın 20 bin lirayı aştığı, "yoksulluk sınırı"nın 61 bin 788 liraya çıktığı vartada 17 bin 2 lira olan asgari ücrete ve ortalama 12 bin lirada kalan emekli maaşlarına "zam yapılmayacağı" açıklamaları, "kusursuz işleyen ekonomi"yi târif ediyor.