"Meddah medya"nın Sisi çarkı
VAZİYET
On iki yıldır aynen Suriye gibi Türkiye ile Mısır'ın arasını açan Dışişleri'nin ve diplomasinin devre dışı bırakıldığı serapa yanlış politikaların fiyaskosu ve akıbetsizliği daha çok tartışılacak.
Mısır'ı Güney Akdeniz'de İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'la Amerikan şirketleri ortaklığıyla "münhasır ekonomik bölge konsorsiyumu"na iterek Türkiye'yi "mavi vatan"daki doğalgaz ve petrol araştırma ve sondaj çalışmalarından dışlayan "Saray iktidarı"nın başta "mavi vatan"ı masala çeviren ve Türkiye'yi Güney Akdeniz'de yalnızlaştıran, ticaretten turizme mal olduğu büyük ekonomik kayıpların hesâbı elbette sorulacak.
"Ucûbe otoriter rejim"de bununla da kalınmayıp büyük iddialarla "Beni Sisi ile barıştırmak isteyenler var, o adama meşruiyet kazandıracak kadar meşruiyetimi kaybetmiş biri değilim!", defalarca "darbeci, katil, zâlim; onunla asla bir araya gelmem ve görüşmem" dediği Sisi'nin 2019'da İstanbul seçimlerinde partili Cumhurbaşkanı'nın "Pazar günü (partisinin adayı Binali Yıldırım'ı mı, yoksa Sisi'yi mi seçeceksiniz!" diye iç siyasette iç politikada kullanılması daha çok konuşulacak.
Ancak en vahimi, Mısır'ı "düşmanlaştırma"nın en ağır bedelinin İsrail'in Gazze'de kırk binden fazla denilen -gerçekte, enkaz altındakilerle, kayıplarla- 100 bini bulduğu belirtilen hunharca vahşet ve zulümle katliamı yapmasına sebebiyet verilmesi mutlaka sorgulanacak.
En çarpığı, Gazze harap olduktan sonra onca maddi ve mânevî zarara karşı hiçbir şey olmamış gibi uçak kapısında karşıladığı "kardeşim Sisi" çarkının "yandaş medya"da "İsrail'e karşı Gazze'de işbirliği için yapıldığı" propagandasıyla makyajlanması oldu.
Erdoğan'la Sisis'nin kucaklaşmasının "havuz medyası"nın üç gazetesinde "Filistin için ortak duruş", birinde "Filistin duruşumuz ortak" manşetinin atılması Saray'dan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan tâlimatlandırıldığını bir defa daha tescilledi.
Hasılı "katil Sisi!" sözünü alkışlayan "iktidara iliştirilmiş medya"nın, iktidara iliştirilmiş yorumcular"ın "kardeşim Sisi!" dönüşüne hararetle medhiyeler dizmesi, "tek kişilik yönetim"de düşülen çürümüşlüğü ele veriyor; ve dalkavukça bu denli vıcık vıcık yağcılığa "pes!" dedirtiyor.
TESBİT
İkiyüzlü "İsrail siyaseti!"
Bilindiği gibi AKP iktidarında, "tek kişilik hükûmet"te İsrail'le ticaret hacminin yüzde 532 arttığı Türkiye ve İsrail Ticaret bakanlıklarının resmi verileriyle açıklanmıştı.
Özellikle 7 Ekim'deki Gazze soykırımı sürerken Cumhurbaşkanı meydanlarda "Ey katil ve haydut İsrail!", "Ey Netanyahu!" çıkışları yaparken, iktidara yakın "yandaş şirketler"in gemi-gemicikleriyle İsrail'e Türkiye'den İsrail'e altı ay süren inkârdan sonra Ticaret Bakanlığı'nın 9 Nisan'da başta gıda ve su olmak üzere demir-çelik, silâh parçası ve barutun yanısıra uçak benzini ve jet yakıt gibi stratejik 150 malın sevkinde "kısıtlamaya gidildiği"nin resmen açıklamasıyla her türlü lojistik desteğin verildiğinin itirafı olmuştu.
Ancak Ekonomi ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen'in, iki ülke arasındaki "ticaretin bir kısmının üçüncü ülkeler üzerinden devam ettiği" bilgisi, hâlen Türkiye'nin İsrail ile ticaretinin üçüncü taraflarca, yabancı bandıralı gemilerle sürdürüldüğü ortaya konuluyor. (VOA Türkçe, Evrensel, 23.8.24)