Kaderin istismarı

Daha önce 301 madencinin can verdiği Soma maden fâciası için "bu işin fıtratında var" diyen Cumhurbaşkanı'nın en son 41 madencinin vefat ettiği Amasra maden patlamasına dair "Kader plânına inandığımız için bunun ne dünü ne bugünü ne yarını hiçbir zaman olmayacak, bunlar her zaman olacaktır" ifadesi yeniden "kader" tartışmalarını gündeme getirdi.İiktidardakiler en üst düzeyde "maden kazalarını tarihe gömmek için elimizden geleni yapacağız" diye alınacak tedbirlerden dem vururken, iktidara yakın yazarların "madenci ölümleri kader midir" sorularıyla "kaderlerinde bu varmış' denemez" diye tedbirsizliğe karşı kazaları mutlaka önlemenin gerektiğini bildirmeleri çelişkiyi ortaya çıkardı. Aslında "yandaş medya"nın "ihmal varsa soruşturulacak" haberleri, altı savcının ihmalleri soruşturması ve Cumhurbaşkanı'nın bir yere giderken onlarca araçla, yüzlerce koruma ordusuyla, helikopterlerle korunması "kader söylemi"ndeki çarpıklığı gösteriyor. "CÜZ'Î İRÂDE"YLE İNSAN MES'UL OLUR Evvela Kur'ân'da insanlara "kendi elleriyle işledikleri günâhlar yüzünden başlarına gelen felâketler"e dikkat çekilir. Âyette "Başınıza gelen musibetler kendi ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir" denilir ve "Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın" ikazı yapılır. (Kassas 47, Şûra 30, Bakara 195) Peygamberimiz de kadere dair hadislerle Kur'ân âyetlerini izâh eder. Çağımızın Kur'ân müfessiri Bediüzzaman'ın Kader Risalesi'nde de konu vuzuha kavuşturulur. Buna göre, herkesin kendinde hissettiği ve vücudunu (varlığını) vicdanen bildiği cüz-i ihtiyarî"yle insan, her fiilinden, yaptığından ve yapmadığından mes'uldür. Zira "cüz-i ihtiyarî, kadere münâfi (aykırı) değil, belki (bilakis) kaderi, teyid eder, iptal etmez." "Âdil-i Hâkim olan (hikmetle ve adâletle hükmeden) Cenâb-ı Hakkın külli irâdesine taallûk eden (bağlanan) insanın cüz'î irâdesi ve ihtiyarisiyle mânen insana der; 'İhtiyarınla (tercihinle) hangi yolu istersen, seni o yolda götürürüm. Öyle ise mes'uliyet sana aittir" izâhı yapılır. "Ahkem'ül Hâkimîn (hâkimler hâkimi Allah), "insanın irâdesini bir şart-ı âdi (basit bir şart) yapar, irâde-i külliyesi ona nazar eder" esasıyla açıklanır. (Sözler, 427-449) "KADER" SORUMLULUKTAN KURTARMAZ Buna binaen "kader, müsebbebin (sebeble meydana getirilenin) hangi sebeple vuku bulacağını tayin eder; ondandır ki mesela