"İthal politikalar"ın akıbet(sizliğ)i
Ekilemeyen tarım arazilerine her yıl binlerce hektar eklenirken, çiftçiyi ve besiciyi caydıran "tarımı ve hayvancılığı tasfiye operasyonları"nın inadına dayatılmasına devam ediliyor.
Türkiye'de kağıt ve şeker fabrikaları gibi gübre fabrikaları da rant uğruna mâliyetinden on katı düşük fiyatlarla haraç-mezat "yandaşlar"a satılırken, ithalatla Brezilya, Şili, Arjantin, Ukrayna, Rusya, Sri Lanka, Meksika ve Gana'dan tarım ürünleri ithali sürüyor. Azerbaycan'dan kepek, Amerika, Hindistan ve Çin'den Türkiye'de yetmişten fazla çeşidi yetişen soğan ithal ediliyor.
129 ülkeden 159 çeşit gıda satın alan Türkiye, geçen sene dışarıdan 90 milyar dolarlık gıda ithal etmiş. Bu arada tarım arazileri imara açılırken, Konya'dan daha küçük Hollanda'nın 185 milyar dolar tarım ihracatına karşı Türkiye'nin tarım ihracatı 18 milyarda kalıyor.
Nüfusun 66 milyon olduğu 2002'de 22 milyon ton olan buğday üretiminin hâlen 21.5 milyon tonda kalması, AKP iktidara geldiğindeki 1 milyon ton buğday ithalinin 11 milyon tona çıkması, mazot desteğinin üç katı verginin çiftçiden alınması, bir milyon çiftçinin çiftçiliği bırakması ve üç Trakya kadar arazinin ekilememesi durumu ortaya koyuyor.
TARIM BİLE BİLE BİTİRİLDİ
Dünyada gıda fiyatları düşerken, TÜİK rakamlarıyla Türkiye'de fahiş zamlarla tarım ürünleri yüzde 608 artmış. Enflasyonun sebebi gösterilen soğan-patates depolarına baskınların yapıldığı vartada tarlada 2 lira olan limon İstanbul'da 80 liraya çıkıyor.
Her fırsatta "yerlilik-millilik"ten dem vurulurken, ekemediği tarlasının kiralanması emrivakisiyle karşı karşıya bırakılan yerli çiftçi perişan edilip yabancı çiftçi zenginleştiriliyor. O denli ki milyonlarca ton saman ithalatında aşırı kâr sağlayan "saman spekülatörleri" ortaya çıktı. İthalatçıya, tüccara rantı peşkeşle üretici ve tüketicinin mağduriyeti sürüyor.
Bu yüzden yüksek faizli borç kıskacında faiz lobisinin insafına bırakılan, bir yılda bankalara borcu yüzde 60 artan çiftçi krizde; kat kat artan mâliyetini çıkaramadığı ortada kalan tonlarca ürünü, TIR'lar dolusu domatesi, kavunu, karpuzu tarlalara dökmek zorunda kalmış.
Mülki amirlerin "yürümeyin!" baskısına, jandarmanın köy köy dolaşıp "sokağa çıkma!" tehditleri savurmasına rağmen kelepçelenip derdest edilmeyi, coplanmayı göze alarak "imdat!" çağrılarıyla müflis "tarım politikası"nı protesto ediyor.
Özetle, Saray'da konuşan Cumhurbaşkanı "çiftçi bitti' demek sadece cehâletin değil, art niyetin eseridir" dese de, TÜİK'in "tâlimatlı" yüzde 50, gerçekte gıdada yüzde 120-150 enflasyona karşı arpaya yüzde 3.6, buğdaya yüzde 12 zam yapılması niyeti açığa çıkarıyor.