VAZİYET
"Barış plânı" olarak propaganda edilen "Trump'un planı"nda Filistin halkının haklarıyla ilgili hiçbir teminatın olmadığı, mazlumun kaderinin zâlime ihale edildiği ortada.
Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre 50-60 bini çocuk en ez 150 bin sivilin katledildiği soykırımın hesâbının sorulmayıp cezasız bırakılan İsrail'in daha ilk günde "sınırı geçtiler" denilerek altı Filistinliyi katli, günlerdir "lojistik sebepler" uydurmasıyla Refah kapısının kapatılıp 600 insanî yardım TIR'ının Gazze'ye alınmaması ihlâlleriyle muallel hâle gelen "ateşkes"in içyüzü açığa çıkıyor.
Aslında enkaz altında kalıp aranan "rehinelerin cenazelerinin verilmediği" bahanesiyle İsrail ordusunun yeniden Gazze'yi bombalaması, Netanyahu'nun "Yeniden saldırırız!", Trump'un "Plana uymazlarsa öldürürüz!" tehditlerini savurmaları, en son İsrail'in Lübnan'a havadan saldırısı maksadı bir defa daha deşifre ediyor.
Yeni Yol Meclis Grubunda konuşan Deva Partisi Genel Başkanı Babacan'ın, "İşin pazarlanışı ayrı özü ayrı. 13 Ekim akşamı Şarm El- Şeyh'de imzalanan ve 'Abraham anlaşmaları'nın genişletilmiş hali olan 'plân'da Filistin yok" analizi, vaziyeti ele veriyor.
Zira "yandaş medya" ve Saray trollarınca âlâ-yı vâlâyla "zafer!" diye lanse edilen "plan"la barışın değil, işgale direnişe "terör" yaftasıyla İsrail'in güvenliğinin merkeze alındığı görülüyor.
En çarpıcısı da, "plan"da Filistin davasının meşruiyetinin temel referansı olan ve on yıllardır mücadelesi verilen 242 ve 338 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararlarına, İsrail'in 1967 sınırlarına çekilmesine, Kudüs'ün statüsüne, Filistinli mültecilerin dönüş hakkına, "iki devletli çözüm"e ve "bağımsız Filistin"e dair hiçbir atfın olmaması. İşgalden, Batı Şeria'daki Filistin topraklarında BM kararlarına rağmen yasadışı Yahudî yerleşim birimlerinden tek kelimenin yer almaması.
Bunun içindir ki Babacan, "Hastanelere, okullara, sivillerin yaşadığı çadırlara uzanan katliamları; yardım dağıtım noktalarında çocuklara açılan ateşleri unutacak mıyız Gazze'de binlerce çocuğun, annenin, sivilin katliamından sorumlu Netanyahu'nun yaptıklarını unutup affedecek miyiz" diye soruyor.
Özetle, "plan"la Uluslararası Ceza Mahkemesi savcılarınca soykırım suçuyla suçlanmış, hakkında insanlığa karşı işlenmiş suçlardan tutuklama kararı verilmiş, Miloseviç ve Karadziç gibi savaş suçlusu Netanyahu temize çıkarılıp "devlet adamı" rolü bahşediliyor.
Bundandır ki Cumhurbaşkanı'nın İsrail'in işgalini kalıcılaştıran "metni" neden imzaladığı sorgulanıyor Gerçekten neden
TESBİT
"Trump tiyatro şovu!"
Soykırımca Netanyahu ve çetesini "ok iyi öldürdünüz!" diye öven Trump, İsrail parlamentosunda ve Mısır'da bütün dünyanın gözü önündeki şımarıkça şovlarla bir dizi çarpıklık sergiledi.
En çarpığı da Trump'un, Evangelist Beyaz Saray stratejistleriyle "yüzyıl planı"yla İsrail'in "arz-ı mev'ud (vaadedilen topraklar)" teziyle "büyük İsrail hegemonyası"na arka çıkan, İsrail'i Kudüs'ü başkent göstermesine cüretlendiren Siyonist damadı Kushner'e övgüler dizmesiydi.
Bununla da kalmayıp "Kızım Ivanka da burada. Din değiştirdiğini, Yahudiliğe geçtiğini yeni öğrendim; ama bunu benden bekleme Bibi!" esprisiyle "En İsrailci Amerikan Başkanı" olduğunu tekrarlamasıydı.