AB ve ABD'nin yolları ayırılıyor

Trump geldikten sonra AB ile ABD arasında yolların ayrılacağı kesinleşti gibi. Gerçi Trump geldikten sonra her ülke artık ABD ile eskisi gibi ilişki kuracak değil.

Trump ile Zelensky arasındaki kavga bunu artık iyice netleştirdi. ABD 2. Dünya Savaşı'ndan beri NATO üzerinden savunma bütçesini finanse ediyor. Ama artık bu bitti. Fransa Devlet Başkanı Macron,"NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti"demişti. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişimi bunun doğru olmadığını gösterdi. O günden beri AB kendi ordusunu kurmak istiyor.

1950'lerden itibaren kimi Avrupa ülkelerinin yoğunlaştırdığı"Avrupa ordusu"fikri, daha önce de örneğin 1990'lardaki Bosna ve Kosova'daki çatışmalarda ve 2014'te Rusya'nın Ukrayna'ya ait Kırım'ı yasa dışı ilhakından sonra da gündeme getirildi ve tartışıldı. Çünkü Avrupa, kendi yanı başındaki Kosova ve Bosna'daki krizlere müdahale edememiş, en büyük tehdit olarak gördüğü Rusya'nın Kırım'ı ilhakını engelleyememişti.

Dün İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, İspanya'nın El Pais gazetesinde yayımlanan röportajında,"Tehdit Avrupa'ya yöneliktir, belirli bir ülkeye yönelik değildir. Bu nedenle tepkinin de Avrupa'ya özgü olması gerekir"değerlendirmesinde bulunarak, AB'nin ortak savunma projesini hayata geçirmenin zamanının geldiğini vurguladı.

"Sonsuza kadar teori üretemeyiz, harekete geçmeliyiz"görüşünü paylaşan Albares, AB'nin ortak savunma projesini hayata geçirmek için finansman konusunun da Avrupa'ya özel olması gerektiğini,"keşfedilmeye değer farklı yolların bulunduğunu"kaydetti.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Beyaz Saray'da yaşanan karşılıklı sözlü atışmayla ilgili bir soruya ise Albares, şu cevabı verdi:

"İspanya, Ukrayna ve Başkan Zelenskiy'yi destekliyor. Ukrayna halkı, İspanya'nın desteğine güvenebilir. Yalnız değiller. Biz onların yanındayız."

Trump, ocak ayında Danimarka'ya bağlı özerk bir bölge olan Grönland'ı"satın almak"istediğini açıklamıştı. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen halkına"Grönland satılık değildir"diyerek güvence verdiğinde ise Grönland'ı almak için güç kullanmayı da ihtimal dışı bırakmayan Trump kendisini aramış ve"korkunç"olarak nitelenen bir görüşme yapmıştı.