Cem Dizdar

Fanatik

İyi oynadı ama yenildi!

Maçtan bir gün önceki basın toplantısında Tuchel, Şampiyonlar Ligi'nde değil iki, bir hatanın bile fazla olduğunu söylüyordu. Oysa dün akşam ilk yarıdaki Galatasaray baskısı Bayern'e onlarca hata yaptırdı. İlk 15 dakikalık bölümünde maçın en gayretlilerinden Kerem gole yaklaştığı üç pozisyonu kullanamadı. Ancak Bayern, Abdülkerim'in orta sahadaki g

Kolay ligin örgütlü takımı!

Ülkemiz birçok konuda olduğu gibi futbol bağlamında da ''Hazin' mi 'Eğlenceli' mi karar vermek zor! Dün akşam devre arasına varıldığında eminim çoğu mecra 'Fenerbahçe fırtınası'ndan söz ediyordur. Ben yayıncı kuruluşta benzer şeyler duydum. Gerçekten öyleydi de! Devre öncesi Fenerbahçe'ye 'Antrenmana çıkıyoruz' demiş olsalar eminim maçın bu kadar r

Futbolsuz futbol oyunsuz oyun!

Maç öncesi hakemin kim olacağını merak ettiği kadar oynanacak oyunu merak etmeyenler için 'tanıdık bir maç' oldu! Ülke vasatını aşamayan, stadyuma gelmiş binlerce, televizyon karşısındaki milyonlarca insanı tatmin etmeyen bir karşılaşma... Haberin Devamı İlk devreyi önde kapayan Galatasaray aslında 7. dakikada golü bulabilirdi. Angelino penaltı no

Galip gelirken öğrenmek!

Maçı anlatan arkadaşımız Özkan Öztürk ilk ciddi atakların ardından mealen şunları söyledi: "Montella, Hırvatistan maçındaki oyunuyla hem takıma hem ülkeye özgüven aşıladı!" Ben ve birçok tanıdığım bu ülkede yaşıyoruz ama varsayıldığı gibi bir 'Özgüven sorunu'muz olmadı, şükür. Lakin ilk devre bittiğinde sanki bir özgüven problemi baş göstermişti ül

EURO 2024 yolu nihayete erdi

'Yap boz' oynamaktan sıkılmayan ülke futbolu onlarca kez denediğini Milli Takım ile de bir kez daha deniyor. 'Ya tutarsa' diyerek apar topar teknik adam değişikliğine gidilen Milli Takım, Vincenzo Montella ile çıktığı ilk karşılaşmada deplasman takımı oyunun mantığına uygun davrandı. Güvenliğin ön planda olduğu maçta sonuç alma işi 'fırsat verimlil

Ama hep birlikte ne sıkıldık be!

Fenerbahçe, takım oyununa özel oyuncularıyla katkı vererek, Galatasaray ise özel oyuncularının aldığı takım katkısıyla yola devam ederken Beşiktaş sadece ''özel oyuncularının ayağına bakarak'' oynar nitelikte... Dün de tipik bir ''Beşiktaş ilk yarı maçı'' izledik! Top Beşiktaş'ın ayağında ancak hız her zamanki gibi düşük kalınca rakip İstanbulspor

Bireysel beceriyle buraya kadar

Özlem Tekin'in yorumladığı 'Aşk her şeyi affeder mi' parçasına verilecek yanıt insandan insana değişir kuşkusuz. Ne var ki, 'gol'ün futbolda bütün olumsuzlukları affettirdiği muhakkak! İlk devre gol dışında neredeyse hiçbir şey yapamamış Beşiktaş'ın takım değeri 130 milyon Euro görünüyor. Ghezzal asistinde Aboubakar'dan 'uçan kafa golü' yiyen Lugan

Plan, sükunet ve uygulama...

Maç ilerleyip devre sonuna yaklaşırken düşünmeden edemedim; ''Galatasaray bu Manchester'e Türkiye'deki herhangi bir takıma karşı oynadığını oynasa şu ilk devre neler olabilirdi'' İlk devre bittiğinde eminim çok insan ''Bu muymuş MANU'' demiş olmalı. Ancak Şampiyonlar Ligi bu tür hevesler fazla riskli bir turnuva. Böylesi maçlarda ''fırsat bulmak''

Sadece sonuç için maç izlenir mi

Antik Çağ'dan Herakleitos'a refere edilen bir özdeyiş vardır; ''Bir ırmakta iki kez yıkanılmaz''! Heraklit bize layık görülen futbolu görse, ''Bunlar vasatlık ırmağından çıkmıyor ki'' derdi eminim! Dün akşam ilk devre boyunca birbirini tartmaktan hareket edemeyen iri kıyım iki gövdeydi takımlar. Topla daha çok oynayan Beşiktaş, haftalardır yegane p

Ortalar, şutlar, bir de Bahadır!

İlk yarıda topu rakibinden iki kattan fazla kullanan Galatasaray'ın ciddi enerji harcamış olması normal. Galatasaray her şeyi denerken -ki çoğu gereksiz ve fazladan- fırsat kollayan savunmacı Ankaragücü, yaklaşık enerji sarfiyatıyla iki üç kez rakip kaleyi o da ancak uzaktan görebildi! Bahadır Güngördü'nün bazılarını kurtardığı 18 şut denemesi de e