Cem Dizdar

Fanatik

Gruplara kalacak oyun oynuyor

İlk devresi pozisyon açısından dengede geçen maçın belirleyici istatistiği sanırım, 'Kaleci kurtarışı' oldu. Değişen kaleciye rağmen 2'ye sıfırdı istatistik. Bu işin savunma tarafıydı. İşin hücum yönünde ise onların yaptığını, örneğin Barış Alper Yılmaz karşı karşıyada doğru kararı veremedi ve pas yerine şut denedi. Esasen devre boyunca Galatasaray

Çalışıp, çalıştıracaktır!

İlk dakika dolmadan atılan yenen gole rağmen iki durum netti. Antalya fazlasını atacak gibi değildi... Beşiktaş ise yediği erken gol ile 'maçın hikayesi'ni rakibe verecek bir takıma benzemiyordu. Oysa Süper Kupa finalinde Galatasaray yediği erken gol ile maçı neredeyse terk etmişti! Beri yandan Beşiktaş oyun içinde 'serbest kur politikası' izleyen

Hakikaten 'zor' oldu!

Belki de 'onlar' haklı! Bu lig hakikaten zor bir lig ve bunu kavrayamayan küçük azınlıktan biri de benim... Fakat bu kadar kolay goller nasıl atılıyor, topla oynama oranı ilk yarı için nasıl oluyor da bu denli açık ara oluyor... Göztepeliler diyebilir ki, "Sayılmayan golümüz verilse..." Haklı bulanlarımız da olabilir ama bu iki takım arasındaki far

Bu maç zor ötesi mi

Her açıdan ilginç bir ilk devre... Topla yarıya yarıya fazla oynayan (35'e 65) Lille, ancak görüntüde etkin olduğu varsayılan Fenerbahçe! Neden varsayılan diyorum, çünkü biri hariç Lille kalecisi Lucas Chevalier'in kurtarışları daha çok doğrudan tuttuğu, yere gelen vuruşlardı. İstatistiklerin 'büyük şans' olarak nitelediği duruma en yakın tek pozis

Kazanmak için oynadı

Kenardaki iki teknik direktörün Almanya ve Hollandalı olduğu maçın sahadaki 22 oyuncusundan sadece dördü, ''yerli ve milli''idi! Evet, baktım Zeki Yavru da 2013'te A2 milli olmuş. Buna rağmen maçın ilk 30 dakikasında dişe dokunur pek bir şey göremedi hiç birimiz. Ancak Beşiktaş tıpkı Süper Kupa maçında olduğu gibi hücumda etkin görünmese de sahada

Fenerbahçe için umut var!

Maçın ilk devresinde top ağırlıklı olarak Lille'de olsa da 'Fırsat açısından' iki takım da bir birine yakındı. Evet, ilk devre Fenerbahçe'nin en iyisi kurtardıklarıyla Dominic Livakoviç ise en kötüsü de kaçırdıklarıyla Edin Dzeko diye anılabilir. Bu da oyun değil ama fırsatlar açısından Fenerbahçe'nin pekala rakibiyle eşit olduğu anlamına gelir. Dz

Aldatıcı olabilir

Geçen sezon kıyametin koptuğu 'Süper Kupa'mızın bu sezon başlamadan oynanan maçının ilk yarısı 30. saniyedeki gol ile tamamlandı! Karşılıklı iki üç kırık dökük gol girişimi, o kadar. Gerisi nafile çaba Beşiktaş golünde büyük hatanın Victor Nelsson'dan geldiğini düşünenimiz kuşkusuz ki çoktur! 'Top oraya nasıl geldi' ile ilgilenenimiz ise aynı orand

Galip sayılır bu yolda mağlup!

Evet, ''ekol'' önemli lakin tek maçlık turnuvalarda ''ekol'' kadar o maçlık planlar da belirleyici oluyor. Grup aşamalarından sonra şampiyonanın hazır görüneni Avusturya'ya karşı ne yaptıysa ilk devresinde Hollanda'ya da benzerini yaşattı Milliler. Portekiz maçının ardından haniyse ülkemizden sınırdışı edilmesi istenen (!) bir dille eleştirilen Vin

Yeteneğin katkısı kolektifin gücü!

En küçük sıkıntıda birbirini yerden yere vurmaya hazırların ülkesinde teknik direktör olan Vincenzo Montella takım kaptanı Hakan Çalhanoğlu'nun yokluğunda altı savunmacılı bir formasyonla sahaya gönderdi takımını. İyi de etmiş göründü. Maç başlar başlamaz üç pozisyon vardı! İlkini ve üçüncüsünü kullanamayan Avusturya, ikincisinde golü bulan Türkiye

Direkten dönerek yola devam!

Ülkenin beklediğine yakın bir ilk 11 sahada... Arda Güler ile Kenan Yıldız gibi ''saf yetenekler'' kadroda, üstelik topla oynamada yüzde 71'e yüzde 29 üstünlük bizimkilerde ancak zeminde olan biten bu yönde değil. Üstelik rakip muazzam bir hakemlik yorumuyla 20. dakikadan itibaren 10 kişi. Ne var ki net iki gol pozisyonunun içinde olan takım Çekya!