Bercan Tutar

Sabah

Amerika da bıktı!

Siyonist İsrail, Gazze'yi yerle bir etti. Çoğu çocuk ve kadın on binlerce masumu vahşice katletti. Gazze'yi yaşanmaz bir yer haline getirdi. Hedefi, açlık ve ölüme mahkûm ettiği Filistinlileri vatanlarından sürgün etmekti. Fakat tam tersi oldu. Kentlerini harabeye çevirse de Filistin halkının iradesini yıkamadı. Asıl yıkılan soykırımcı İsrail oldu.

Gazze'de ateşkes ve Türkiye'nin tarihi yurduna geri dönüşü

Gazze başta olmak üzere bugün Ortadoğu'da yaşanan bütün krizlerin temelinde Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkan emperyal ülkelerin sinsi ve tuzaklarla dolu kaotik planları var. 5 Ocak 1916'da daha Birinci Dünya Savaşı devam ederken imzalanan Sykes-Picot anlaşmasının artçı şoklarını hâlâ hissediyoruz. Bu gizli anlaşmadan sonra yayımlanan 3 Kasım 1917'de

Post-siyonist dönemin ayak sesleri

Avrupa'daki liberal anlayışın gelişmesi sonucu Yahudiler, Hıristiyan dünyasında ilk kez nefret objesi olmaktan çıkarak yaşadıkları ülkelerde vatandaş statüsü kazanmaya başladı. Fakat bu normalleşme uzun sürmedi. 1848 devrimleri ile süreç tersine döndü. Sanayileşme ve burjuva kapitalizminin ezdiği kitleler, monarşilere ve kiliseye başkaldırdı. Frans

Trump'ın 'suikastçı Netanyahu' korkusu

İsrail'deki soykırımcı siyonist müesses nizamın en müşahhas hali olan Benyamin Netanyahu ve arkasındaki Yahudi lobisinin neler yapacağını en iyi bilenlerden biri de ABD Başkanı Donald Trump. 2020 seçimlerinde yargı darbesiyle ikinci kez başkan seçilmesi engellenen, ardından dört yıl boyunca hukuki yollarla linç edilmek istenen ve son olarak 2024 se

Erdoğan ve Trump'ın çifte presi Netanyahu'yu bitirdi

Gazze'de insanlık kazandı, İsrail kaybetti. Türkiye'den aldığı destek ve güvenceyle Hamas'ın Gazze planına temelde olumlu yaklaşması soykırımcıları açığa düşürdü. Amerikan ve İsrail medyasında ilk yorumlarda ABD Başkanı Donald Trump'ın bütün süreci Cumhurbaşkanı Erdoğan ile istişare ederek sürdürmesine dikkat çekiliyor. Ayrıca Hamas'ın yapıcı yanıt

İnsanlığın yeni rotası artık Gazze

Azılı ve sadist soykırımcıların iki yıldır sürdürdükleri Gazze'deki barbar katliamlar birkaç gün sonra üçüncü yılına girecek. 727 gündür 8 milyar insan, 8 milyon sadist siyonistin sistemli psikolojik işkencesine maruz kalıyor. İnsanların artık bu mezalimi kaldıracak gücü kalmadı. Toplumlar kaynıyor. Sumud Filosu'na yapılan baskın bu öfkeyi had safh

Hamas kalacak işgalciler gidecek

Filistin halkının yaralarını sarmak ve taleplerini yerine getirmek yerine Ramallah'taki işbirlikçi yönetimi ödüllendiren Filistin devletini tanıma tiyatrosundan sonra gündeme bu kez de yeni Gazze planı sürüldü. Kuşku yok ki akan kanın ve soykırımın durması için ateşkese ve barışa herkes destek veriyor. Ancak büyük resmi görmemek için de kör olmak l

Siyonist girdapta emperyal kırılma

Üçüncü yılına girecek olan Gazze'deki soykırım ile dördüncü yılına doğru ilerleyen Ukrayna'daki savaşın asıl nedenleri ortadan kalkmadan kalıcı bir barışın ve istikrarın sağlanması zor görünüyor. Şu an yeryüzündeki bütün çatışma ve krizlerin temelinde ABD ile rakip güçler olarak konumlandırdığı Çin ve Rusya arasındaki güç mücadelesi var. Özellikle

Türkiye liderliğinde 'İslami NATO/6+3'

ABD'nin NATO üyesi olmayan en yakın müttefiki Katar'a İsrail'in 9 Eylül'de düzenlediği saldırıdan sonra bölge ülkelerinin güvenlik algısı kökten değişti. Körfez monarşilerinin güvenliklerine yapılan doğrudan saldırı bütün paradigmaları sarstı. Monarşiler için beka kaygısının tetiklenmesi en lanetlenen gelişmedir çünkü. Şu sıra çok dillendirmeseler

Beyaz Saray'daki 'çift başlı Selçuklu kartalı'

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi her açıdan bir milat. Beyaz Saray'daki görkemli zirve, teknik sorunları önemsizleştiren bir zihniyet devrimine işaret ediyor. New York'ta Erdoğan ile Trump'ın aynı masada ve yan yana İslam dünyasının belli başlı ülkeleriyle yaptıkları toplantıyı da katarsak tablo daha da netle