Sözün damıtıldığı ocak

Kelam suları buza, ateşi köze çevirirKelamın yeryüzündeki en etkili güç olduğuna inanırım. Toptan tüfekten, her türlü servetten, her türlü iktidardan daha büyük etki yapar tek bir "kelime."Kelime güller gibi kendi köklerinden doğar. Geleceğe köprü kuran, zamanın ruhunu, rengini insana fısıldayan, sözü güçlü kılan, insanı yontan, zamanı inşa eden o estetik ruhtur. Söz bir incelikle kıymet kazanır, kelimenin letafetle işlenmesiyle Demir topraktandır ancak kılıç işlenerek ondan elde edilir. Demiri döven, suyunu veren, onu işleyen demirci suyunu az verirse demiri eğer, çok verirse kırar.Kelime, canlıdır. İnsanın içinde nasıl yaşarsa hayatın ortasında da aynı şekilde yaşar. İnsanda tutunamayan kelimeler, dışarıda da kendine sağlam bir yer bulamaz. Kelimenin de bir mayası var. Güçlü bir kelime yazıyı ve şiiri taşıyan sütunlar gibi hayatı da temelinden kavrar, onu büyük bir mana ile yeniden inşa eder. Kelime, bütünlüğü olan her şeye sirayet eder, sirayet ettiğini güçlendirir.Sözün damıtıldığı ocak dil, ustası kalptir.Şöyle söylüyor Cemil Meriç: "Kelime ormanda uyuyan dilber; şâir, uzaklardan gelen şehzade. Öyle seveceksin ki kelimeleri, sana yetecekler. Senin yıldızların kelimeler, söyle raksetsinler, alev saçlarıyla sonsuz bahçesinde hayallerinin. Gönülden gönüle köprü, asırdan asıra merdiven. Kelime, kendimi seyrettiğim dere. Kelime sonsuz. Kelime adem. Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam. Nereden gelirler bilinmez. Kâh çığlık çığlığadırlar, kâh sesleri işitilmez. Çiçeğe benzer kelimeler; turuncu, erguvan, beyaz. Bir rüzgâr sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz. Senin türben kelimeler. Yuvarlanırken tırnaklarını kâğıda geçirmek istiyorsan; kağıda, yani ebediyete."Sözü ebediyete