Hayatı gördün hayreti gördün

Her dağın bir çiçeği, her çiçeğin bir dağı var. Bir dağ çiçeği tanıdım şu ömrümde, belli belirsiz dertleşir dururum onunla. Çok derdin var dağ çiçeği, biliyorum. Rüzgâra, soğuğa, kavurucu sıcaklara, hoyrat ayaklara, her çileye direndin. Her çileye direndin de dağ toprağını, gök suyunu esirgeyince soldun değil mi Oysa seni yaşama bağlamıyor muydu o dağ Dağ senin sığınağın değil miydiDağ çiçeği, ezildin mi Anlaşılmadı mı neden dağda açtığın Seni yaşama bağlayan toprağı dağda bulduğun anlaşılmadı mıRüzgâr seni neden koparmak ister yurdundan Soğuk seni neden kırmak ister güzelliğinin ortasından Güneş neden kavurmak ister narin yapraklarını Yağmur ne ister senin ışıltındanSevgili dağ çiçeği, a benim güzel dağ çiçeğim! Yolun sonu, ömrün sonu görünüyor.İnsan sığınamıyorken insana, sığınsan da bir dağa, sen solarsın, biz ölürüz.Unutmayı öğren dağ çiçeği. Vefasız toprağı, ezilen ruhunu, gitmeyi, bu hayatı önemsememeyi öğren. Çok ölüler gördün, çok ölümler gördün. Ölümü bildinse, solmaktan ve ölmekten korkma. Bir gün beraber öleceğiz, hatırla.Toprağına hüzün yazılmış çiçeğim. Öyleyse nezaket bekleme yeşerdiğin yerlerden. Kaç git, yoluna var dağ çiçeği. Raks etsin köklerin, güneşe dön ve gülümse.Yaşamak demişiz adına, bu nasıl bir yaşamak Ulaşılan ve elde edilen nedir ki bu kadar yaşama tutunmuşsun. Tutunma dağ çiçeği. Dağa tutunma yıkılır kalırsın. Çek git yağan yağmurla, bekleme kapılarda. Sus ve önüne bak. Ölüme bak.Kalbini taşırma toprağa, çürür gider. Ruhunu taşırma rüzgâra, savrulur gider. Faydasızca bakmaktan yorulmadın mı Gör nasıl seviliyorsun.Kim kimin yoludur, kim kimin rüyasıdır, kim kimin sonudur dağ çiçeği Benim şarkım, şiirim, dermanım